Perşembe günü spora ayırdığım köşemde bir söz vardı..
"Önceliklerimizin ne olduğunu bildiğimizde, hedeflerimizi belirlememiz ve kovalamamız kolaylaşır."
Zaman zaman bu konuyu yazarım.. Öncelikler konusunu.. Yaşam çizgisini belirler öncelikler.. Duyguları çözümler.. Sadece sizinkini değil.. Onunkini de.. Gerçek duyguları ele verir.. İlişkinin adını koyar.
Yalnızlığım üzerine yazıyorum ya bugünlerde.. Okurlardan uyarılar geliyor..
"Bu kadar şikâyet ettiğin yalnızlık, sakın senin kendi tercihin olmasın?.."
Son zamanlarda yaşamıma iki kişi girmek istedi.. Bir ölçüde girdiler de.. Bugün ikisi de yok.. Neden?..
Anlatayım, karar verin, benim tercihim mi, yalnızlık!..
"Yaşamıma girmek istediler" dememin sebebi var.. İkisini de ben bulmadım.. Onlar beni aradılar, buldular.. Yani aslında ben onların tercihiydim, üstelik.. Hoş kızlardı. Canlı, yaşamı seven.. Çekici.. Dünyaları geniş.. Vizyonları derin.. Başlamak, en azından denemek için yeterli ilk izlenimlerdi bunlar..
Onlar beni buldukları için, kur yapmama gerek kalmadı. Doğrudan flörte başladık.. Buluşmalar, çıkmalar, gezmeler..
Ben hayatı paylaşmayı severim..
Her defasında "Keşke burada olsaydı" dedirten kişi de, sizin için özel olandır..
Ama kızın bütün yaşamına el koyma adetim yoktur. Bu yüzden çok özel durumlarda davet ederim. Gündelik yaşamda sadece haber veririm.. "Ben şunu yapıyorum.."
İstersen katılabilirsin, demektir bu.. Zorlama yoktur. Ama davet ettim mi, "Öncelik" isterim.. Yaşamındaki önceliğin bana verilmesini..
Davetlerim geri çevrildiğinde alınmam, kırılmam bundandır.. Bu yüzden de çok az davet ederim zaten.. Bir yandan da kollarım.. O da beni davet ediyor mu?. O da benimle olmayı, benimle paylaşmayı düşünüyor mu diye.. Sadece ben uğraşıyorsam buluşma için bir yanlış var, demektir..
Bir gün davet ettim gene.. Kerem Görsev'in Caz Kulübü'nde harika bir perşembe gecesi var.. Gurup halinde gideriz diye.. Hemen orada konuştuk. Salıydı.. Çarşamba günü telefon etti. "Son günlerde yorgunum geç saatlere kalmak istemiyorum. Gelmesem olmaz mı?.." Dedim ki, "Kerem'in kulübünde yemek ve şov beraber. 9.30'da başlıyor, 11.30'da her şey bitiyor zaten.."
"Aaa, o zaman olur.."
Perşembe akşamüzeri yeniden aradı.. "Ben bu akşam gelemiyorum. Bir arkadaşımın doğum günü var.."
"Gelme" dedim.. "Ama kırıldığımı bil.."
Telefonda bağırmaz mı?.
"Ne yani.. Ben bütün hayatımı sana bağlı mı yaşamak zorundayım. Benim kendi arkadaşım, yaşamım olmaz mı?" Falan filan..
Çekilme kararı verdim hayatından, ama ardından hastalandı. Beni aradı.. Çok da güzel şeyler söyledi.. "Bir daha deneyelim" dedim içimden..
Arıyorum.. Hasta hâlâ, yatakta.. Arıyorum.. "Arkadaşıma gittim, o bana bakıyor.." Arıyorum, evden çıkmıyormuş hâlâ.. 10 gün falan geçti aradan.. "Yahu özledik, ben sana uğrayayım bir kahve içelim" dedim.. "Biraz toparlamış gibisin, sesinden belli.."
"Hâlâ mikrop saçıyorum, sakın ha gelme" dedi.. Bana "Gelme" dediği öğleden sonranın gecesinde, saatlerce Lucca'da olduğunu öğrendim, ertesi gün, bir tesadüf..
Bitti, bu defa kesin.
Şimdi bu benim tercihim mi?.
Hayatında hiçbir önceliği bana vermeyen, benden başka her şeyi tercih eden biri ile, onun canının istediği zaman, onun kariyerine yarar sağlayacak yerler bulursam eğer buluşmak mı, yoksa yalnızlık mı olurdu tercihiniz peki, siz olsanız?.
İkincisi daha yakın, daha sıcaktı..
Ama onun yaşam önceliklerinde de sıramın pek önlerde olmadığı ortaya çabuk çıktı..
Cumartesi gecesi güzel bir fırsat var. Ali ile Aysun, Kaya Ramada'da harika geceler yaşatıyorlar.. Gurup halinde gider, dans eder eğleniriz.. Perşembe günü "Cumartesi gidelim" dedim.. Yanıt buz gibi.. Ne bir heyecan, ne bir mutluluk ifadesi.. "Başka takıntım olmazsa bakarız" dedi, omuz silkerek..
Yani, başka şeyler olabilir cumartesi gecesi ve bunların hepsi benim önüme geçebilir..
Bana o kadar yakın duruyor, öyle duygu dolu şeyler söylüyor ki o ana kadar, gelip beni bulan kız, şansımı zorladım..
"Cuma buluşalım o zaman. Bir yemek yeriz birlikte hiç değilse.."
"Birlikte kaldığım kız arkadaşımın morali bozuk. Onun yanında olmam lazım.."
Pazar, en sevdiğim balelerden biri var.. Üstelik gündüz.. Öğleden sonra.. Müthiş bir Rus Bale gurubu Kuğu Gölü'nü sahneliyor..
"Evde işler birikti, çamaşır yıkayacağım.."
Hayatta bir kere olabilecek çok ama çok ender ve özel bir müzik ve dans şölenini paylaşmak istiyorum. Çamaşır yıkayacakmış..
İşte gerçek.. Söylemleri istediğiniz gibi düzenleyebilir, istediğiniz eda ile söyleyebilirsiniz. Elinizde.. Ama sizi anlatan, ele veren hazırlıklı sözleriniz değil, içgüdüsel önceliklerinizdir.. İnsanın insana verdiği değer laflarla değil, önceliklerle ortaya çıkar, hem de hiç şaşmaz şekilde..
Başka takıntısı olmazsa, kız arkadaşının morali sağlamsa, birikmiş çamaşırları yoksa ve de davet ettiğim şey hoşuna giderse ancak, benimle buluşabilecek birisinin yalnızlığımı gidermesi mümkün mü?.
Siz olsaydınız ne yapardınız?.. Ben de onu yaptım, işte..