Abuzittincim,
Başbakanımız, "medeniyetlerin çatışmaması" için çare aramaya gittiği Amerika'dan dönmüş olmalı. Bilmiyorum senin de dikkatini çekti mi, Başbakanımız oralardayken, buralarda da, Kocaeli'nde, susuzluk had safhaya varmıştı. Öyle ki Gebze İtfaiye Müdürü gazetecilere "Yangın çıkmasın diye dua ediyorum, çünkü garajda içi su dolu tek arazöz kaldı!" dedi.
Garip bi durum değil mi Abuzittin'cim? Bi tarafta "medeniyetlerin çatışmamasına" Amerika'da çare arayan Başbakan, öte yanda Başbakan'ın memleketinde, susuzluktan çaresiz kalmış, "Aman yangın çıkmasın" diye dua eden itfaiye müdürü! Biliyorsun Başbakanımız Amerika'da, yabancı gazetecilerin de katıldığı basın toplantısı düzenledi. Burada bi gazeteci "Sayın Başbakan 'medeniyetlerin çatışmaması' için taa buralara kadar gelip gösterdiğiniz çabaları Amerikan halkı olarak takdirle karşılıyoruz. Eminim Beyaz Saray da aynı şekilde düşünüyordur. Konuyla direkt ilgisi yok ama, acaba Gebze'deki arazöze su bulunabildi mi?" diye sorsaydı ortaya tuhaf bi durum çıkmaz mıydı kardeşim?
Bunları yazarken yan gözle de tv'de haberlere bakıyorum. Ekranda, Deprem Konseyi'nde görevli bi bey konuşuyor. "Piyasada satılan hazır betonun yüzde 40'ı vasıfsızdır. Bu sektör çok ciddi biçimde kontrol altına alınmalıdır!"
Haydaa.. Şimdi biz "aman medeniyetler çatışmasın" diye kafa patlatırken işe bak.. Demek şu anda memlekette yapılan binaların neredeyse yarısı çürük. Diyelim İstanbul. Zaten 9.900 tane binanın hemen yıkılması gerekirken, durum öyle gösteriyor ki, halen inşaattakilerin de yüzde 40'ı şimdiden Allaha emanet!
Daha iki gün önce Marmara sallanmadı mı? "Acaba büyük deprem mi geliyor?" diye hepimizin yüreği ağzına gelmedi mi? Çürük çimento, çürük demir, çürük usta, çürük mütahit yüzünden on binlerce insanımız ölmedi mi? Nasıl olur da hâlâ inşaatlarda çürük beton kullanılır kardeşim? Kimlerdir bunu yapan vicdansızlar? Yok mu bunun bi denetimi, cezası. Bu kadar mı başıboş bi ülke burası Abuzittincim?
TV'de haberler devam ediyor. İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayacak deniz altı tünelleri için denizin dibini delmeye başlamışlar. Aklı olan o tünellerden geçmez. Ne malum "yüzde 40'lık" çimentoların oralarda kullanılmadığı? Denizin dibine gömülüp kalacağına karada gömül daha iyi. Hiç değilse balıklar yemez, mezarının taşı da belli olur!
Tamam, medeniyetleri çatışmadan kurtaralım da bizi kim kurtaracak kardeşim!?
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.