Kazım Baba, Los Angeles'ten derlemiş yollamış.. "Aptalca Sorular" diye yazmış bir gazete.. Mesela..
"Siz soyunurken jinekolog niye odayı terk eder" diyor, birinci soru.. Devam.. "Niye dolabın soğutucu kısmında ışık vardır da, buzlukta yoktur?" "Niye dağlarda, buzullarda, yüzlerce yıldır bekleyen kaynak sularının şişesinde 'Son kullanma' tarihi vardır?" "Niye ekmek kızartma makinelerinin ayar düğmesinde ekmeği kömür edip yenmez hale getiren ayar da vardır?" "Birisi size, 'Gökte milyonlarca yıldız var' deyince inanırsınız da 'Yeni boya' denince, ille de dokunma gereği duyarsınız?" "Yüzüne üflediğinizde öfkeden deliren köpeğiniz arabaya binince, kafasını niye hemen camdan dışarı çıkarır?" Hoş değil mi?.. Sorulardan biri de şöyle.. "Balerinin erkeğine ne denir?" Hatırladınız değil mi, aylar önce bizdeki tartışmayı.. "Dünyada böyle laf yok" demişlerdi, bizde erkek balerinlere "Balet" diyenlere.. Türkçenin söz üretme hakkı yokmuş gibi.. İşte el oğlunda yok.. Ama Türk zekası bulmuş çözümü.. Niye kıyameti koparıyorsunuz?. Eskiler koparmış olsalar, bugün kasaba gidip Bonfile alabilir miydik?.. Bon da Fransızca, File de.. Ama Fransa'da kasaba girip "Bonfile" deyin, adam size aptal aptal bakar.. Bonfile sadece Türkçede olan bir sözcüktür çünkü.. Balet gibi!.