Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir Nuri İyem sergisi ki..

Ne zaman Nuri İyem adı geçse, o eski Adana anısı gelir aklıma.. Yıl 1970.. Timur Selçuk ve Modern Folk Üçlüsü olarak bir dizi konser veriyoruz.. Ne konserlerdi onlar, tadı hâlâ damağımda ve hâlâ iddia ederim ki Türkiye böyle konseri az gördü..
Yolumuz Adana'ya düştü. O zaman kalacak doğru dürüst otel, yemek yiyecek adam gibi yer yok.. Otelde ve lokantada başımıza gelenler ayrı öykülerdir, arada yazarım.. Şimdi bu ağırlama işini o zamanlar daha Adana'yı terk etmemiş pamukçu ve tekstilci aileler üstlenmiş. Gelen ünlüleri evlerinde ağırlıyorlar.. Bize de bunlardan biri düştü, ismi lazım değil..
Daha kapıdan girince, kimlerle karşılaştığımızı anladık..
"Yemek öncesi ne alırsınız?.." "Bir konyak.." "Aaa.. Bizde 'Ne alırsınız demek, ne marka viski alırsınız' demektir. Başka içki bulunmaz.." (O devirde viski gece kulüplerinde bile bulunmaz. İthali yasak. Kaçak gelir, karaborsada satılır.. Anlayın..) "Efendim, Adana dünya üzerinde metrekareye en çok cadillac düşen kenttir.( Doğru istatistik o zaman.) Bu yüzden bizde 'Senin araban ne marka' demek, 'Senin cadillağın modeli ne' demek olur.." diye başladık. Yemeğe kadar bu minval gitti. Her fırsatta servetlerini anlatıyorlar, durmadan da araya zamanın en ünlü ve de en solcu sanatçıları ile nasıl ahbap olduklarını sıkıştırıyorlar.
"Geçen gün Abidin bizdeydi.. Dedi ki.. Nuri gelmiş bizde kalmıştı. Dedim ki.." dedikleri Abidin Dino, Nuri İyem..
Ahmet, Selami, Doğan birbirimize bakıp, kıs kıs gülüyoruz.. Ben bekliyorum..
Sonunda yemek salonuna alındık. Duvarda boydan boya bir resim var. Yeşilin tonları üzerine soyut bir resim.. En altta Nuri İyem okunuyor, gayet net.. Sofraya oturduk..
"Hanımefendi" dedim, "Bu duvarın arkası banyo falan mı?.." "Yok canım" dedi.. "Niye sordunuz..." "Duvar hafif yosunlanmış, küflenmiş gibi de.." "Ne diyorsunuz Hıncal Bey, Nuri İyem o, Nuri İyem!.."

***
Müthiş, ama gerçekten müthiş bir Nuri İyem Sergisi var, EtilerBebek yokuşunun hemen dibindeki Evin Sanat Galerisinde..
2005'te kaybettiğimiz büyük sanatçının çeşitli koleksiyonlardan derlenmiş yapıtları ile.. "Çağının Tanığı Bir Ressam" adı.
Sergiyi geçen yıl İstanbul Modern'de Fikret Mualla'yı sunan Haşim Nur Gürel ve Levent Çalıkoğlu hem de nasıl düzenlemişler. Harika da bir katalog hazırlamışlar..
Ben İyem'in soyut, kubik resimlerini ilk defa burada gördüm.. Hapishane yıllarının iç dünyasını anlatan bir kıpkırmızı soyut çalışması var.. Şizofrenik Can Sıkıntısı Değirmeni adı.. Hemen ötesinde dört portre var ki, büyüleyici.. Önlerinde durup bakıyor, bakıyor, bakıyorsunuz ve neler neler düşünüyorsunuz..
Nuri İyem "Bir şeyin resmini yapmak resim yapmak değildir" diyor.. Ne demek istediğini bu portrelere bakarken anlıyorsunuz.. Resmi yapılan şey şuur altındaki değerlerin ortaya çıkmasını tahrik ediyor İrem'e göre.. İşte resmi yapılan şeyle, şuuraltındaki değerlerin, sanatçının duyguları içinde kaynaşması ancak resmi yapıyor..
Bir Sıradan Sevgiler var.. Ne sade, ne güzel anlatıyor, aşkı..
Daha neler neler var.. Bu hafta sonu mutlak, ama mutlak bu İyem sergisini gezin.. O enfes katalogdan da bir tane alın ki, resimler elinizin altına taşınsın.. Evde de onlara bakın..
Bakın.. Bakın..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA