Nasıl mutlu bir gün geçirdim, o sabah telefonlarım kilitlenip, email kutum tıklım tıklım dolunca.. Demek bu ülkede sanatçısına sahip çıkanlar, hem de bir klasik müzik sanatçısını sayanlar ve sevenler böylesi çok.. Böylesi duyarlı..
Telefondaki okur sesi, "Tam beş defa okudum.. Ancak beşincide içim soğudu" dedi.. "Başlığa ve yazının boyuna bakınca şaşırmış, 'Cemal Reşit Rey'de bu kadar uzun yazıya konu olacak ne ayıp işlenmiş olabilir' diye düşünmüştüm. Okudukça köpürdüm, öfkelendim, deliye döndüm.. Ancak beşinci okuyuşumda öfkem yatıştı" diyordu..
Cemal Reşit Rey'de bir Mozart gecesi.. Ön sıra bomboş.. 30 koltuktan 29'u boş.. Birinde Gürer Aykal oturuyor.. Tek başına.. Ve o kahrolası protokol sıralarının sorumlusu kırmızı ceketli kadın, gelip Gürer'den biletini istiyor.. Kontrol edecek.. Ya Gürer arkalardaki bileti ile gelip öne oturmuş bir uyanık, bir üç kağıtçı ise..
Aradan günler geçti, yazarken hâlâ öfkeleniyorum.. Onu anlatmıştım, çarşamba yazımda.. Sağ olun, yağmur gibi yağdınız öfkemi paylaşırken..
Yalçın Çetinkaya aradı hemen.. CRR Genel Sanat Yönetmeni.. "Olay çok üzücü.. Gürer Bey'i aradım hemen.. Özür diledim.."
Gürer teselli etmiş Çetinkaya'yı, "Üzülme" diye.. "Ben ülkemde böylesi olaylara öyle alıştım ki, üzerinde bile durmadım" demiş..
Düşünebiliyor musunuz, Carnegie Hall'da, en önde Zubin Mehta oturuyor ve yer gösterici kız gelip biletini soruyor.. Amerika sallanırdı..
Ya da Berliner Consert Halle'de, bir kırmızı ceketli kız, Herbert Von Karajan'a "Biletiniz bayım" diyecek oluyor, en ön sırada tek başına otururken.. Dünya değil, kız sallanırdı bu defa.. Öfkesi ve ani tepkileri ile ünlü üstad, öyle bir Osmanlı Tokadı çakardı ki!.. CRR'yi bu yıl yeniden üst düzeylere taşıyan, kapılarını yeniden dünya starlarına açmayı başaran Sanat Yönetmeni Çetinkaya'nın yeni bir başarısını alkışlar olacaktım bugün, o çok üzücü olay olmasaydı..
Sorun aslında Çetinkaya'da kaynaklanmıyor.. Sorun İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Ali Müfit Gürtuna'dan miras kalan tutumu.. Belediye ait bütün salonlara emir var. Ön sıra satışa çıkarılmayacak. Ön sıraya davetiye de verilmeyecek.. Buralar boş kalacak..
Kimse gelmese de boş kalacak.. Salon görevlileri bu sıranın boş tutulmasından sorumlu olacaklar..
Sebeb..
Bir Belediye görevlisinin canı son anda, hatta temsilin, konserin perde arasında gelmek isteyebilir.. O koltuklar onu bekleyecek..
Hiç gelmeyen, gelmeyecek olan muhterem (!) zatı..
Böyle çağ dışı, böyle uygarlık dışı bir uygulama, hem de bilgisayar devrinde olur mu?..
Bütün salon senin zaten.. Ne zaman istersen gel.. Yeter ki gel.. gel ki, bir belediye sorumlusu olarak, kültürün ve sanatın ne olduğunu gör.. Gör ki bir kültür ihtiyacı, sorunu önüne gelirse hemen hallet..
Ben belediyenin tamamını mecbur ederdim hatta, ayda en az bir temsil izlemeye, başkan olsam..
Ama gelmenin de bir adabı var..
"Ya gelirse" diye bunca salonun en ön sıraları, sahnedeki sanatçıyı en üzecek şekilde boş bırakılmaz..
İnsan ya gelecektir, ya gelmeyecektir.. Bilir.. 24 saat evvelden yerini ayırtır, gelecekse.. 24 saat vakti kalır, salonu yönetenlerin ön sırayı doldurmak, boş kalmasını önlemek için..
Yer ayırtmış da herhangi bir sebeple gelemez duruma düşmüşse gene haber verme ve yerini iptal etme kaydı ile..
Sanat için bu kadarcık zahmete bile girmeyecek bir herifi na şerif "Ya gelirse" diye en ön sıraları sonuna dek boş tutma ayıbını, Kadir Topbaş artık önlemeli.. Tüm belediyesine bir genelge yayınlayarak, sistemi anlatmalı, uyulmasını istemeli..
İstemeli ki, kraldan fazla kralcı emir kulları, bir daha Gürer Aykallara saygısızlık, küstahlık ve terbiyesizlik yapmasınlar..
"Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış" misali, komplekslerini tatmin için bu ülkenin en büyük sanat değerlerini aşağılamaya, bu ülkenin insanlarını hiçe saymaya kalkışmasınlar.
Kapılar kapandıktan sonra, ön sıraya gelenleri, yaka paça kaldırmaya teşebbüs dahi etmesinler..
Anakent Belediyesi, bu ayıp, bu çirkin, bu yanlış, bu çağdışı uygulamayı derhal durdurmalıdır..
Derhal!..