Fikret Ünlü DSP'nin Spor Bakanı o zaman.. Yeni futbol yasasını hazırlayıp, Meclis'e sunan o.. Yani yasanın sorumlusu..
Taa Ankara yıllarından, o zamanki adı ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü yaptığı yıllardan arkadaşım..
"Yahu Fikret" dedim.. "Bu ülkede yürütmekten sorumlu olduğun bir Spor Yasası var. Bu yasaya göre, tüm sportif federasyon başkanlarının üniversite mezunu olması ve yabancı dil bilmesi gerekiyor. Oysa gene senin hazırladığın ve yürütmekten sorumlu olduğun bir Futbol Yasası var. Bu yasa, futbolu geri kalan sporların genel yasasından ayırıp, özel bir statüye kavuşturuyor. Bu yasada futbol federasyonu başkanlarının üniversite mezunu olması şartı yok.. Neden?. Uzağa Tükürme Federasyonu Başkanlığı için Üniversite şartı arıyorsun da, futbol gibi, en uluslararası, en eğitim gerektiren başkandan bu diplomayı neden istemiyorsun?.. Geri kalan bütün federasyon başkanları üniversite mezunu olmak zorunda. Futbol için okur yazar olmak yeter... Bu nasıl hak, bu nasıl hukuk.. Hani nerde Anayasa'nın kanun önünde her Türk'ün eşit olduğu ilkesi.."
Fikret acı acı gülümsedi..
"Bak sana itiraf edeyim" dedi.. "Bizim başbakan Bülent Bey'in de üniversite diploması yok. Şimdi hazırladığım yasaya bu şartı koyarsam, alınabilir, kırılabilir diye düşündüm.. Cesaret edemedim.."
Fikret'in samimi olduğuna inandım. Ama bu yasa ile önü açılan kişinin Haluk Ulusoy olduğunu görünce ve şimdi Fikret'in içinde bulunduğu CHP'nin gene Ulusoy'un yolunu açmak için Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açtığına şahit olurken, artık eskisi kadar emin değilim..
Futbol Federasyonu Başkanı'nı diğerlerinden ayıran özel yasa, Anayasa'nın eşitlik ilkesini bir ilkokul çocuğunun dahi aklını karıştıracak şekilde çıkar ve uygulanırken sesini çıkartmayan CHP, şimdi tam da yeni futbol yasası, bu eşitliği sağlamışken "Anayasa ihlal ediliyor" diye mahkemeye başvurursa, sormak lazım..
"İhlal olan ne?.. Eşitsizlik varken iyiydi de, şimdi tüm başkanların eşitlenmesi seni niye rahatsız etti?.."
CHP'nin Anayasa, eşitlik falan umurunda değil. Onlar için önemli olan Haluk Ulusoy'un önünü açmak.. Bunun için Anayasa Mahkemesi'nden "Yürütmeyi durdurma" çıkarmaya uğraşıyorlar.
Hatırlarsınız.. Yeni Futbol Yasası'na 'Federasyon Başkanı'nın üniversite mezunu olması şartı konurken de, bazıları "Bu madde sırf Haluk Ulusoy'un önünü kesmek için getiriliyor" demişlerdi..
Koskoca Türkiye'ye bakın.. Sırf Haluk Ulusoy'un önünü kesmek, ya da açmak için durmadan yasa değiştiriyor, Anayasa Mahkemesi'ni, bin türlü işi arasında meşgul ediyor..
Ne önemli adamdır bu Haluk Ulusoy?.
Yeni yasayı çıkaran AKP Hükumeti'nin amacı Ulusoy'un yolunu kesmek olsaydı, bunu yasa ile yapmasına gerek yoktu.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin'in açtırdığı soruşturma sonucu, müthiş bir rapor hazırlanmış, bu rapor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın masasına konmuştu.
Başbakan bu raporu işleme koysa, geçiniz, kamuoyuna açıklasa, Haluk Ulusoy biterdi. Değil federasyona oynamak, maça dahi gelemezdi.
Erdoğan bu raporu sümeni altında tuttu. Hala tutuyor. Sebebi siyasi olabilir.
Trabzon'da seçimi kaybetmiş olmayı içine sindiremedi. Kenti geri almak için her şeyi yapıyor. İşte CHP'li başkanı tasfiye edip Trabzonspor'u partisi adına ele geçirdi. Haluk Ulusoy, özellikle Ulusoy ailesi Trabzon başta Karadeniz'de çok güçlü.. O aile ile savaşır duruma düşmek, işine gelmemiş olabilir. Bu yüzden Ulusoy'u o müfettişler raporu ile değil, futbol kongresinde devirmeyi uygun gördü. Yakın arkadaşı Hasan Doğan'a görev verdi. Doğan da, zaten AKP eline geçmiş kulüpler ve Ulusoy'a öteden beri karşı güçlerle çok akıllı iş birliği yaparak, nerdeyse tamamı AKP tarafından seçilip listeye konmuş isimlere "Peki" diyen Levent Bıçakçı'yı seçtirdi.
Sonuç ortada.. Şimdi yeni başkan aranıyor.. Aranır.. Ama kime sorsam "Hele 5 Ocak gelsin" diyorsa, ortada bir gariplik var demektir. 5 Ocak'ta Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusu üzerine ara kararı alacak. Yasalarda nihayet gerçekleştirilen eşitliği Anayasa'ya aykırı bulur ve yürütmeyi durdurma verirse, Ulusoy'un önü açılacak.
Ulusoy'un önünün açılması ise bütün futbol kurultayını etkilermiş. Öyle diyor, nerdeyse herkes..
Buyrun şimdi, burdan yakın..
Türk futbolu hâlâ ve hâlâ, Haluk Ulusoy'a bağlamışsa kaderini, başka birini bulamıyorsa, başka biri yoksa, bitmişiz zaten!..