MASA tenisi, ping pong deyince Çin.. Dünyayı ezerler.. Öylesi ezerler ki, Çin'dekiler yetmez. Dünya ülkelerine dağılır onların pasaportunu alır, başka bayrak altında Çinlilerin zaferini yayarlar.. Öylesi tekellerindedir bu spor onların..
Ya da ben öyle sanıyordum.. Geçen hafta Eurosport gene çekti büyüledi beni.. TRT'ye, zavallı TRT'ye inat Masa Tenisi Dünya Kupası'nı yayınladılar canlı.. (TRT Spor Servisi'nde masa tenisi diye bir sporun varlığından haberdar olan var mı acaba?..) Timo Boll diye bir Alman çıktı..
Çeyrek finalde dünyanın 1 numarası Wang Ligin'i yendi. Yarı finalde gene bir Çinli çıktı karşısına.. Dünya 2 numarası Ma Lin.. Onu da yendi.. Finaldeki rakibi dünya 3 numarası Wang Hao..
Masa tenisinde setler 11 sayı üzerinden. Dört set alan maçı kazanıyor..
Setlerde durum 3-2 Çinli lehine ve o sette Wang 8-4 önde.. Üç puan kalmış şampiyonluğa..
Tim Boll nasıl bir dönüş yaptı, nasıl arka arkaya 14 sayı aldı, nasıl o seti 11-8 kazanıp, final setinde 7-0 öne geçti anlayamadım..
Timo dünyanın en iyi üç ping pongcusunu arka arkaya yenip kupayı aldı.
Gördüğüm, seyrettiğim, müthiş bir spordu.. Seyri nasıl zevkli, nasıl keyifli, nasıl heyecanlı müthiş bir spor..
Bu halkın paralarını ATM makinelerinden her ay çekerken, sporu halktan esirgeyen kamu televizyonu yöneticilerini her sayıda saygı ile andığımı ifade ederim..
Sevgili Okurlar.. Evde iken, Digiturk kanalında Eurosport'a takılın.. Hem de Türkçe, muhteşem sunum ve yorumlarla, dünyanın en güzel sporlarını taşıyorlar ekranlara..