HAKAN'IN Ukrayna maçında, maç başından beri kaşınarak, her düdükte hakemin yanına koşarak 92'nci dakikada "Zorla" gördüğü sarı kartın bedelini Arnavutluk önünde pahalı ödeyecektik..
Bu defa play-off'un ilk maçında Emre yok..
Niye yok?..
Ceza sınırında olduğunu bile bile, Arnavut rakibine sarı kartlık bir faul yaptı. Nerde.. Arnavut yarı sahasında ve adam kendi kalesine doğru top sürerken.. Yani tehlikenin "T"si yok.. En olmayacak yerde, en olmayacak faul bu.. Niye yapıyor peki?.
Emre bunu hep yaptı.. Galatasaray'ın en kritik maçlarında bu sebepten yoktu.
Niye tüm yeteneğine rağmen "Büyük" olamıyor, bir düşünse..
Hamit Altıntop.. Maçın yasal bitmesine bir dakika var. Kendini yere attı. Başındaki Arnavut doktorları çağırıyor. Centilmenlik değil.. Zekâ.. Doktor içeri girerse Türkiye en az bir pozisyon 10 kişi oynayacak. Hakem de saatini durdurmak zorunda kalacak..
Hiçbir şeyi olmayan Hamit'te ayni bireysel taktik zekâsı yok. Yerde kalmaya devam ediyor. Doktor içeri, Hamit dışarı.. Maça bir dakika zam..
Volkan'ın taktikleri (!) yüzünden gereksiz uzayan maçın tam da bu dakikalarında Danimarka'dan en kritik golü yediğimizi bile kimse düşünmüyor.
Kimse mükemmelliğin de şeytanın da ayrıntıda gizlendiğini bilmiyor..