Bu defa tam bir dinlenme tatiliydi.. Kazım Baba ile, Xanadu'da üç harika gün geçirdik.. Bu arada beşinci yılına ulaşan Side Festivali'nde de iki güzel gece yaşadık..
Alaçatı tatilleri daha çok eğlence üzerine kuruluyordu. Bir koşuşturma.. Kafayı fevkalade boşaltıyorduk. Antalya bu defa, dinlenme bazlı oldu.. Xanadu da bunun için biçilmiş kaftan..
Bugüne dek gördüğüm en güzel tatil köylerinden biri.. Hatta birincisi.. Her şey konuklar için düzenlenmiş.. Bir basketbol sahasından büyük lobi ile giriş insanı çarpıyor zaten.. Burası benim oturmaktan en hoşlandığım yer.. Kliması hoş bir defa.. İkincisi.. Bulvar kafesi gibi... Gelenler, geçenler ve köşede her an emrinizde olan barı.. Soğuk sıcak, alkollü, alkolsüz ne isterseniz.. Türk kahvesinden en marka viskilere kadar.. Onun önünde uçsuz bucaksız bahçeler başlıyor.. Teras.. Havuzlar ve etrafları.. Bir köprüden geçiyorsunuz.. Şirin bir dere bölüyor toprakları çünkü.. Ondan ötesi gene uçsuz bucaksız plaj..
Terasta geniş kahvaltı ve yemek alanları var.. Havuz kenarındaki Xanadu Bar, gene gün boyu fast food türünde yiyecek ve her çeşit içeceği ile emrinizde.. Plajın hemen içinde de bir büfe var.. Susadınız, ya da acıktınız mı, yüzlerce metre yürümenize gerek kalmasın diye.. Bu büfede, döner ve ayran servisi esas.. İster orada oturun, ister ekmek arası yapıp, kumsala götürün.. Ayrıca her türlü soğuk içecek ve sizi bekleyen buz gibi meyveler..
Eğlence, spor çeşitleri gani.. Sanatçılar için bir de açık hava workshopu var.. Resim, heykel çalışmaları yapabiliyor, ders alabiliyorsunuz.. Oyunlar, eğlenceler, çeşit çeşit sporlar, deniz paraşütünden, müthiş bir kuleden, serbest düşüşle başlayan su kayakları.. Golf.. Futbol.. Voleybol..
Xanadu bir yeme içme cenneti.. Sabahtan başlayan açık büfelerde kuş sütü eksik.. Günün her saatinde de bir şey var. Kahvaltı, geç kahvaltı diye başlıyorlar. Gece yarısına kadar..
Bu zengin açık büfeye akşamları, özel restoranlar ekleniyor.. Çin, Meksika, Rus, İtalyan, Fransız ve Türk mutfakları.. Yani yedi gün kalan bir konuk her gece ayrı bir mutfağı deneyebiliyor...
Nasıl bir miskinlik yaptık Kazım'la.. İn bir şeyler ye.. Çık odana, gazetelerini oku, uyu, tekrar in.. Plan yok, program yok.. Canın nerde ne isterse..
Xanadu'nun baş konukları, Ruslar ve Kuzey'den gelen Avrupalılar.. Hollanda başta..
Genç Genel Müdür, Yusuf Hacı Süleyman ile konuşuyorum.. Eylülün ikinci yarısında yüzde 92 dolulukla gidiyorlar.. Xanadu, Türkiye'nin en pahalı tatil köylerinden biri.. Üst gurup konuklara hitap ediyor.. Müşterilerin nerdeyse yarısı, yüzde 42'si tekrar gelenler.. Hollandalı bir aile ile sohbet ettik. Beş yıllık tatil köyüne beşinci kez geliyorlar.. Açıldığından beri her yıl gelmişler yani.. Yanlarındaki aileyi gösterdi, baba Hollandalı bize.. "Bunlar 'Biz Türkiye'ye gitmeyiz' diye dayatıyorlardı baştan.. 'Türkiye'ye gitmeyin, benimle gelin' dedim.. Geldiler, bir daha da başka yere gitmediler" dedi..
Gerçekten öyle.. Xanadu'ya gelenin bir daha gelmemesi zor..
Yusuf Müdür, "Çok büyük bir spa merkezi de seneye işletmeye açılacak. O zaman kış sezonunu daha dolu geçirebileceğiz" dedi.. Mevcut tesisler de iyi aslında.. Balili kızların yaptığı masajlar harika.. Bir Tayland masajı yapıyorlarmış, bir Bali.. "Farkı ne" dedim.. "Tayland masajı daha serttir" dediler. Yumuşak Bali'yi seçtim, gözlerimden yaşlar geldi.. Serti seçsek, karizmayı çizdirmiştik demek.. Ama nasıl dinlendirici bir masajdı anlatılmaz..
Kesin karar verdim.. Yeni spa açıldığında her yıl en az bir hafta Xanadu'ya gidip küre gireceğim..
Side Festivali alkışa layık bir organizasyon.. Antalya'da sanat adına büyük başarılara imza atan Numan Pekdemir dostum Side Antik Tiyatrosu'nu da canlandırmış.. 1961 yılında ilk ve son defa gelmiştim bu tiyatroya.. 44 yıl sonra yeniden ziyaret nostaljik duygular yarattı tabii.. Bunların üstüne Timur Selçuk'un harika konseri eklenince hele..
İlk yarıda Münir Nurettin Şarkılarını seslendirdi Timur.. Harikaydı.. Kızı Mercan'ın enfes bir flamenko dansı ile eşlik ettiği Endülüs'te Raks'ta kıyamet koptu..
İkinci bölüm Timur şarkıları idi.. Burada da Hazal katıldı babasına..
Mest olduk resmen.. Hele artık çok az söylenen Timur şarkıları İnme, Beyaz Güvercin ve Bugün, Yarın ve Daima'yı dinlemek nasıl bir keyif oldu benim için..
1970'de Modern Folk ve Timur olarak bir dizi konser vermiştik.. Muhteşem anılarla dolu..
Timur gözlerimi doldurdu.. Konser sonrası gittim bir sarıldım.. Veda gecesinde Don Kazakları konseri de renkliydi. Bir harika koro. Bir sevimli dansçı ve eline geçen her şeyi çalan bir perkusyoncu.. Finalde bir orman testeresini, keman yayıyla seslendirerek bir Kalinka çaldı, olmaz böyle şey..
Şairin "Rüya gibi bir yazdı" dediğinden üç gündü..