Aynen öyle.. Dünyanın en büyük metropollerinden biri İstanbul'da trafik "Saldım çayıra, mevlam kayıra.." metodu ile yönetiliyor.. Yeni mezun, ama hiçbir şey öğretilmeden mezun olmuş genç polisleri, zerre deneyimi olmayan, kavşak biraz yoğunlaşınca panikleyen delikanlıları, en kritik saatlerde, en kritik kavşaklara koyuyorlar ki, kendileri ile birlikte taşıdıkları üniformayı, yani devleti de aciz duruma düşürsün, iki paralık etsinler..
Hadi bu delikanlıları saldınız, bir denetlemez misiniz?.. Ne yapıyor, bakmaz mısınız?.. Okulda vermediğiniz, veremediğiniz eğitimi iş başında vermeyi denemez misiniz?..
Ayıptır, yazıktır, günahtır.. Saat 20.00.. Akmerkez önü.. Günü bilerek yazmıyorum.. Çünkü o çocuğu bulup canına okuyacaklar.. Oysa en az kusurlu olan o..
Sivri akıllının biri (O konuyu da ayrı yazacağım) Tepecik Yolu'ndan Nispetiye Caddesi'nde sola çıkışı, getirdi, zaten günün her saatinde yoğun, yoğun saatlerde de kilit Zeytinoğlu Caddesi'ne bağladı.
Sarı Konaklar'ın altından girdik. Akatlar Kültür Merkezi önünden, güç bela Zeytinoğlu trafiğine girdik.. Gıdım gıdım ilerliyoruz.. Bir alt yoldan ve onun altından gene giriş var Zeytinoğlu'na.. Fakat sağ şerit tampon tampona dolu.. Buralardan girenler, şeride dahil olamıyor, yolun ortasında kalıyor, sol şeridi, gelişi de tıkıyorlar. Al sana kilit..
O koca cadde nasıl tıkanır derseniz..
Devlet var ya, bizim kentimizde.. Dört şeridin ikisi, sağlı sollu otopark.. Park yasağı levhaları da süs.. Göstermelik..
Yol inmiş iki şeride..
100 metreyi on dakikada geldik.. Nedenini yaklaşınca anladım..
A k m e r k e z önündeki kavşakta, yeşil Nispetiye Caddesi'nde 50, Zeytinoğlu'na 25 saniye yanıyor. Ama bu 25 saniyenin de ikisi, üçü boş geçiyor.. Çünkü Nispetiye Caddesi, Zincirlikuyu'ya doğru tıklım.. Etiler yönünden gelenler, kavşağa giriyorlar, ama önleri dolu olduğu için orada çakılı kalıyorlar. Böyle olunca Zeytinoğlu Caddesi'nden gelenlerin yolunu tıkıyor, onların hareketini de önlüyorlar.
Söylemekten dilimde tüy bitti.. Uygar ülkelerde en ağır suçlardan biri bu.. Kavşağı tıkamak.. Çıkamayacağın kavşağa girip içerde kaldın mı, çapraz yolların da önünü kestin mi, bir küçük servet ödersin ceza diye..
Bizim polisin en deneyimlisinin dahi bunun suç olduğundan haberi yok.. Nerde kaldı bu delikanlı.. İndim arabadan, yanına gittim..
"Siz burada ne yapıyorsunuz memur bey" dedim.. Şaşkın şaşkın baktı yüzüme.. Ne yapıyor, dikilip duruyordu işte..
"Gözünüzün önünde dolu kavşağa girip çaprazdan gelenin yolunu kesiyorlar.. Dört yeşilden birinde üç araba ancak geçiyor.. 100 metreyi on dakikada geldik.."
"Ben ne yapabilirim Hıncal Bey.. Adama yeşil yanıyor, o da gidiyor.."
Bilmiyor.. Önü dolu iken kavşağa girip çaprazdan gelenin yolunu kesmenin suç olduğunu bilmiyor delikanlı..
"İşte şu iki araba, bakın gene Zeytinoğlu yolunu kesiyor ve suç işliyorlar..
Bak Zeytinoğlu'na yeşil yanıyor, ama tek araba gidemiyor.." Ne dediğimi anlamıyor.. Boş bakıyor.. Ben ne diyorum öyle..
"Ben ne yapabilirim" dedi, tekrar..
"Hiç değilse, Nispetiye dolu iken Zeytinoğlu'na yol verir, trafiği rahatlatırsın.." Ne dedi bilir misiniz?..
"Benim görevim arteri açık tutmak. Öteki beni ilgilendirmez.." Mantığa bakar mısınız?..
Ayrıca bilmiyor da.. Zeytinoğlu da arter.. Akatlar semtinin tek giriş çıkışı bu yol.. Levent'i Nispetiye'ye bağlayan arter de bu..
Ortaköy'e indik. İstanbul'un en kilit kavşağının içine, kavşağın tam içine yani, gene iki araba park etmiş. Trafik polisinden 10 metre ötede, kavşağı park yeri diye kullanmak en geri kalmış ülkelere has bir manzara.. Manzara, ülkemizin tablosu gibi sırıtıyor..
***
İstanbul'da trafik felç.. Devlet zavallı durumda..
Bu çocukları, bu acemi delikanlıları meydana salanlar ve denetlemeden, göstermeden, öğretmeden bırakıp, evlerine çekilenler, televizyonlarını huzur içinde izleyebiliyorlar mı acaba?.
İstanbul trafiği sorunu, sokaktaki genç polisin değil, zerre umursamayan yönetimin sorunudur!..