"Hıncal Uluç'un cehaleti" diye başlık atmış, Hürriyet Spor'un en tepesindeki yazı..
Altındaki imza da "Hürriyet Spor Servisi!.."
Tek başlarına imza atıp karşıma çıkma cesaretleri olmadığından, koca servisi alet etmişler. Koca servisin adını iki paralık etmişler, arkasına saklanabilmek için.
Amma velakin kazı çevirememişler.. Çünkü, fiyaskolarını, skandallarını, rezilliklerini örtememişler.. Başlarını kuma sokunca popoları açığa çıkmış..
Laf kalabalığına getirip saldıracaklar. Bir de hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, hiç yüzleri kızarmadan "Hıncal Uluç'un cehaleti" diye başlık atacaklar.
Ben adama o başlığı yediririm.. İmza "Hürriyet Spor Servisi" olduğu için, muhatabım, Hürriyet Spor Editörü..
Ben Hürriyet Spor editörüne, sporu da, gazeteciliği de, hem de fena halde öğretirim..
Madde 1.. Önce okuduğunu anlayacaksın. Okuduğunu anlamayandan, yazması beklenebilir mi?. Okuduğunu anlamak bu mesleğin temel şartıdır. Ben açık seçik, Alaçatı yarışmalarının tam bir fiyasko olduğunu yazdım. Organizasyon fiyasko idi. Katılım komik derecede düşüktü. Nerdeyse Türkler biz bize yarışıyorduk. Ne olup bittiğini görmek, izlemek mümkün değildi. Zaten ortada izlenecek bir şey de yoktu. Bu sebeple "İlk gün iki saat kaldım ve yarış alanını terk ettim. Bir daha da uğramadım" diye hem de iki kez çok açık seçik yazdım.
Bunun üzerine hâlâ çıkıp "Hıncal Uluç incelememiş" dersen, komik olursun.
Madde 2.. Ben itirazımı 35 kuruş verip Hürriyet satın alan yüz binler, internet siteleri dahil okuyan milyonlarca Hürriyet okurundan biri olmanın bana verdiği hakla yazdım. Ve dedim ki.. "Bir Avrupa Şampiyonası'nda Çağla Kubat, nasıl bir Avustralyalının ardından ikinci olur?.."
Hürriyet'in orijinal haberinde bu konuda en küçük bir açıklama yok..
Neden?.. Ya ne yazdıklarının farkında değiller.. Kendilerine ne söylenirse, merak etmeden, arayıp sormadan yazan emir kulları bunlar.. Sporla, mporla ilgileri yok.. Ya da bunların okurlarına zerre saygıları yok..
"Yahu yarın bu gazeteyi okuyan milyonla insan, 'Avustralyalının şampiyon olduğu Avrupa Şampiyonası olur mu, diye düşünmez mi? Şu işin aslını da yazalım" demiyorlar.. Okuru bilgilendirmiyor, eşek yerine koyuyorlar. "Benim önüme koydular yedim. Hürriyet okuru da yesin" diyorlar bu garip, bu akla mantığa ziyan haberi yazarken.
Ne zaman açıklama geliyor?.. Hıncal Uluç onlara sorduğu zaman.. Üç gün sonra.. Üç gün önce yazdıkları garip haberi, Hıncal sorunca açıklamak zorunda kalıyorlar.
Ama gene yanlış açıklıyorlar. Hâlâ okurlarını eşek yerine koymaya, yanlışı yazmaya, bir Avrupa Şampiyonası'nda Avustralyalıyı Avrupa Şampiyonu, Çağla'yı ikinci ilan etmeye devam ediyorlar.
Sevgili Ertuğrul.. Hürriyet Şef Editörü Ertuğrul Özkök..
Beni bu zavallılarla muhatap etme artık. Sen el koy, hakem ol..
Artık sana anlatıyorum, çünkü bunlar anlamadıklarını kanıtladılar, onlarla daha fazla uğraşamam.
Lütfen dinle ve karar ver.. Kararına saygı duyacağım..
Dinle ve söyle..
Ortada Hıncal'ın cehaleti mi var?.. Hürriyet Spor editörünün rezaleti mi?.
Gazeten Hürriyet, bana saldıran düzeltme yazısında hâlâ haberinin doğru olduğu iddiasını sürdürüyor. Efendim, Avustralya, Kanada, Virgin Adaları falan yarışmacıları turnuvaya özel izinle katılmışlar.. Bu yüzden Avustralyalı Avrupa Şampiyonu olmuş. Yazının yanında bir de kupür..
Bana saldıran o zavallı yazıya belge diye Avustralyalı kızın resmi sitesinden bir parça koymuşlar, Ertuğrul.. Konu ile hiç alakası yok kupürün ama, fazla merakı olmayan okuru zaten okunması mümkün olmayan bu kupürle kandıracaklarını düşünmüşler. "Bak Hürriyet belge yayınlamış. Demek haklı.." ucuz aldatmacası. Aldatılmak istenen, senin okurun.. Hürriyet okuru..
Şimdi ben Hürriyet Spor'un açıklayamadığı gerçek belgeyi sunayım.
www.euro-cup.org
Bu Avrupa Windsörf Şampiyonası'nın resmi sitesi..
Sevgili Ertuğrul,
Spor editörüne bu resmi siteye girmesini ve "IFCA Euroepans Alacati-Finian wins but Ben Takes the title/ Finian kazandı, ama unvanı Ben aldı" başlıklı yazıyı çıkarıp sana getirmesini söyle.. Bakalım yapabilecek mi?..
Finian, erkekler yarışını kazanan Virgin adalı. Ama Avrupalı olmadığı için unvan ikinci bitiren Hollandalı Ben van der Steen'e gitti. Resmi yazının başlığı bunu anlatıyor.
Yazının ilk paragrafı kuralı izah ediyor..
"The event was open for all competitors, but only Europians can win the Europian title. So Ben van der Steen and Cagla Kubat are the new IFCA Europian Slalom Champions 2005!.."
Yazının son bölümü Kadınlar yarışını anlatıyor.. Aynen..
"The women's fleet was dominated by the Formula Windsurfing Vice World Champion Allison Sheeve from Australia.
She won all nine races of her fleet. But as she is not from Europe, the fight for the IFCA European Slalom Title concentrated on two Turkish girl.. In the end, the Turkish Champion Cagla Kubat (TUR-75, ü Fanatic, Gaastra) was able to dominate with 13.0 points and now is the IFCA European Slalom Champion 2005. On her heals follows just two points behind Scadi Pekdag (TUR-626, F2, Gaastra, 15.0 points.)
Sevgili Ertuğrul, senin muhabirin ve spor editörün, sadece spor ve gazetecilik değil, İngilizce cahili de olabilirler. Bu İngilizce satırları tercüme ettir ve önlerine koy bakalım, utanıp "Özür dileriz Hıncal Ağbi" diyecek kadar uygarlar mı, hiç değilse onu görelim..
Ben kendi okurlarım için tüm İngilizcelerin bir özetini vereyim..
"Bu yarışma tüm yarışmacılara açıktır, ama sadece Avrupalı olanlar Avrupa Şampiyonu olabilir ve sıralamaya girebilirler. Yani, 2005 Avrupa Şampiyonları, Ben van der Steen ile Çağla Kubat'tır."
"Bayanlar yarışını Avustralyalı Allison Shreeve domine etti. Ama o bir Avrupalı olmadığı için, Avrupa Şampiyonluğu unvan mücadelesi Türk kızları arasında geçti. Sonunda Çağla Kubat, 13 puan toplayarak, 2005 IFCA Avrupa Slalom Şampiyonu oldu. Onu iki puan geriden gene Türk Pekdağ takip etti."
İşte Hürriyet Spor imzalı rezaletin, felaketin, utancın, skandalın öyküsü..
Çevirmeğe kalktıkları kaz başlarına öyle düştü ki, sadece spor servisi değil, tüm Hürriyet sarsılır, eğer orada gazetenin adına ve yoğun okuruna saygı hâlâ devam ediyorsa..
O zaman hem benden, hem de okurlarından özür dilerler, mesele kapanır.
Ya da hiç bir şey olmamış gibi devam da edebilirler.. Hatta ve hatta hala yanıt vermeye de kalkışabilirler.
Sizce, Hürriyet'in tercihi ne olacaktır?..