Aynen öyle.. Bu Mykonos bana göre değil.. Yok canım.. Öyle eşcinsel fobilerim falan yok.. Tam tersine, her iki cinsten de çok sevdiğim ve fevkalade saydığım arkadaşlarım var..
Söylediğim, tatil yeri olarak yani..
Hani Kardak kayalıkları var ya, ekranda artık ezberlemişsinizdir.. Onu şöyle büyütün gözünüzde, büyütebildiğiniz kadar.. Oldu Mykonos..
Ya da bizde Hayırsız Ada var ya, tarih boyu bir kere, toplanan sokak köpeklerini depolamak için kullanıldı.. Bir kere de, Hakkı Devrim ağabeyin muhteşem buluşu ile, Yeni Sabah döneminde, bugün TV programları haline gelen Survival programları var ya, hayatta kalmak yani, onun ilk denemelerinden birine, 50'li yıllarda sahne oldu. Adaya birini bıraktılar, "Bakalım nasıl yaşayacak" röportajı yapmak için, hepsi o..
Mykonos işte böyle bir ada aslında..
Ama Yunan kafası!.. Rum zekası.. İşini bilirliği..
Biz İstanbul'un burnunun dibindeki Yassı ve Sivri adaları yok sayarken, dünya cenneti sahillerimizi "Her şey dahil" diye rezil bir sistemle, günde 2025 Euro'ya satabilmek için yarışırken, komşu, Allah'ın belası bir yerden, bir turizm cenneti yaratmış..
Ağaç yok, bitki yok, ot yok!.. Dağ taş, ova kaya.. En bol bulunan şey taş.. Bu yüzden binlerce metre sınır duvarları çizmişler, taş duvarla, Allah'ın dağına.. İçinde ot bitmez, farazi tarlaların etrafı yığma taş duvarlar, bitmez tükenmez. Taş çok, iş yok ataları durmadan bahçe, tarla duvarı örmüşler, yüzlerce, binlerce yıl.. (Adanın tarihi İsa'dan beş bin yıl önceye dayanıyor..) En pahalı şey toprak..
Çünkü ithal.. Bahçenizde iki saksılık yer kadar çiçek yetiştirecekseniz, ada dışından vapurla gelen toprağa ihtiyacınız var.. Mykonos'ta toprak yok.. Su da yok..
Toprak, hava, su ateş.. Hani hayatın dört kaynağı.. Allah ikisini Mykonos'a vermemiş.. Hayatın dört ana unsurundan yarısı burda yok.. Oysa burda dünyanın en hızlı hayatı var.. Niye var?.. Nasıl var?..
Sadede dönelim..
Doğa sıfır.. Tesis?.. En güzel otellerden birinde kaldık.. Tatil köyü gibi St. John Otel.. Yeni üstelik.. Antalya kuşağına gidin, böylesi ve çok daha iyisi, bizde bin tane var..
Adanın en ünlü, en de luxe iki yerinde iki yemek yedik.. Öğle ve akşam.. Öğle sadece salata yiyebildim, bir de zeytinyağlı yaprak dolması.. Balık felaketti.. Ben değil, en uzman balık gurmeleri sofradakiler söyledi. 55 kişilik kafilede, balığını bitiren yoktu.
Akşam et lokantasına götürdüler.. Orda, zeytinyağlı dolma da yoktu üstelik.. Et felaket!..
Peki şimdi bu Mykonos, bu Allah'ın unuttuğu, denizin içinde yüksek kalmış dağ tepesi nasıl oluyor da, dünyanın en ünlü turizm merkezlerinden biri haline geliyor..
Yunan kafası.. Rum zekası.. İşini bilirliği dedim ya..
Sabredin.. Ya da biraz beyin jimnastiği yapın. Mykonos'u bilmiyorsanız, çözün bakalım bu bilmeceyi, kafanızdan.. Yarına kadar vaktiniz var..