Bu hafta Pazar neşemiz Fatih Uygun'dan.
Öykümüz karanlık ve fırtınalı bir gecede, Meksika'da tenha bir yolda başlar.
Bir adam otostop için titreyerek beklemektedir. Fırtına o kadar şiddetli, gece o kadar karanlıktır ki, bir metre ilerisini zor görür. Birden, yaklaşan bir otomobil fark eder, otomobil bizimkinin önünde durur.
Adam kendini arabaya atar ve hemen kapıyı kapatır, sürücüye döndüğü anda irkilir. Direksiyonda kimse yoktur! Araba yavaşça hareket etmeye başlar. Adam şoktadır, yola bakar ve ileride bir viraj görür. Dua etmeye başlar... Viraja girmek üzereyken, direksiyonda bir elin belirdiğini ve arabanın virajı döndüğünü görür. Kafayı sıyırmak üzeredir, sonraki birkaç virajda da aynı el arabayı yönlendirir! Adam korkudan ölecek gibidir artık. Kendini arabadan dışarı atıp, en yakın ışığa doğru koşar. Bir yol geçen barına dalar ve iki kadeh tekila isteyip, dehşet içinde olanları oradakilere anlatmaya başlar.
Ortalığı bir sessizlik kaplar... Biraz sonra, aynı bara iki kişi daha girer. Girenlerden biri bizim adamı görür görmez yanındakine döner ve şöyle der: "Bak Pepe, biz arabayı iterken binen herif buydu işte!"