"ROYAL Academy of Arts nerdeyse batıyordu. Müthiş bir mali kriz içindeydiler.. Sonra Türkler geldi.."
Ne olmuş bilir misiniz, Türkler gelince..
2 ayda 200 bin kişi gezmiş galerileri.. Her biri 12 İngiliz lirası ödeyerek.. Hesap makineniz varsa, ne kazandıklarını bulursunuz..
Tabii bu sadece bilet ücreti.. Akademi'nin bir de kasaları önünde kuyruklar oluşan hediyelik eşya bölümü var.. Tanesi 50 İngiliz lirası, sergi kitabı var, peynir ekmek gibi satılan.. Müthiş bir kazanç kapısı olmuş, Türkler, batmakta olan İngilizler'e..
Serginin sponsorlarından Garanti gurubunun davetlisi olarak açılışa gidecektim. Tam o sırada hastalanınca yola çıkamadım.. Martın ortasında Hüseyin (Özer tabii.
Başka kim olur ki?..) telefon etti.. "Hıncal Hoca, geleceksen gel, sergi kapanıyor ha.." Kaçırmamam gerekiyordu.. Tam yola çıkarken, kız kardeşim ve bizim ailenin Kültür Sanat Sorumlusu, saraylı Serpil "Ben de geliyorum, bu sergiyi görmem gerek" diye telefon etti..
"Oh!.." dedim "Sergiyi şimdi keyifle gezerim. Yazma yükü Serpil'e geçti.." Anladınız tabii.. Sergi yazısı Serpil'den gelecek.. Kızcağız ev ödevi hazırlar gibi çalıştı.. Hâlâ da ça lışıyor.. Küratör dahil, kimlerle konuştu. Kitabı devirdi.. Sergi ile ilgili dünyada çıkmış tüm yazıları içeren dosyanın içine düştü..
Ama tüm bu emeklere değer..
Muhteşem bir sergi Türkler.. İngilizler'e aşağılık kompleksi verecek kadar muhteşem.. "'Avrupa'ya alalım mı' diye tartıştığımız adamlar bunları yaparken, biz nerelerdeydik" diyorlar..
St. Petersburg'daki ünlü Armitaj Müzesi başta, dünyanın en ünlü müzelerinden Türkler'e ait eserler, özel izinlerle derlenmiş.. Topkapı başrolde olarak..
Beni sunuş fethetti.. Adamlar işte bu işi çok iyi biliyorlar.. Bir milletin bin yıllık (600-1600) kültür ve sanatı ancak böyle sunulur, böyle anlatılır..
Yani imkânı olanlar, yollarını bugünlerde mutlak Londra'ya düşürsünler.. Bu sergi her Türk tarafından görülmeli aslında..