Adnan Menderes'in sonunu getiren demesek de, hızlandıran basını susturmak için hazırlattığı ve emir kulu Meclis'ten CHP'nin muhalefetine rağmen hızla geçirdiği Tahkikat Komisyonu Yasası oldu.
Korkunç hükümler içeriyordu yasa.. Gazete kapatmanın ötesinde, matbaa kapatma yetkisi de veriyordu idareye.. Yani iktidarın kızdığı gazeteyi basmak da suç oluyordu. Amaç açıktı..
Gazete kapatılırsa, ayni matbaada başka isimle yeni gazete çıkarılması mümkün olmasın.. Bir başka matbaa da, muhalif gazete basmaya cesaret edemesin..
Basın özgürlüğünü kökünden yok eden bir yasaydı bu.. İhtilali meşru kılan unsurların da birincisi oldu.
Yasanın Meclis'te görüşülmesi müthiş tartışmalara sebep oldu. Muhalefet konuşmaktan başka şey yapamıyordu. İktidar ezici çoğunluğa sahipti. Sonunda Muhalefet Lideri İsmet İnönü kürsüye çıktı..
"Sizi ben de kurtaramam" dedi ve Meclis'i terk etti.
Ertesi gün gazeteler "Karanlığa girdik" başlıkları ile çıktılar.
Yasa hızla işlemeye, gazeteler ve matbaalar kapatılmaya, gazeteciler hapsedilmeye başlandı. Art arda hapsedilen gazetecilerin toplandığı koğuş, zamanın popüler otelinden mülhem Ankara Hilton diye adlandırıldı. Cüneyt Ağabey (Arcayürek) koğuşun ilk sakini idi.. "Önce tek yatak vardı. Mahkgazeteciler artınca, yeniden düzenlediler, bir yığın yatak koydular.. Bu koğuşa gelen dar çimento koridorun adını da Menderes Bulvarı koyduk" diye anlatır.
Peki Türkiye karanlığa girdi mi gerçekten?..
Hayır!..
Basın bütün baskılara rağmen, satır aralarında da olsa, özgür fikirlerini yaymaya devam etti. Yasaklanan haberleri bir şekilde duyurmanın yolunu mutlaka buldu.
Tahkikat Komisyonu Yasası, ifade özgürlüğünü yasaklayan değil, Menderes'in düşüşünü hızlandıran yasa oldu.
Kadere bakın.. İhtilal sonunda idama mahkolan Adnan Menderes'i kurtarmak için İsmet İnönü gerçekten çok uğraştı, ama başaramadı. Basını susturma yasasının kabul edildiği gece, Meclis'teki kehaneti gerçekleşti. Menderes ve arkadaşlarını İsmet Paşa da kurtaramadı.
***
"Basın özgürlüğünden doğacak sorunların tek giderilme yolu gene basın özgürlüğüdür" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri kulaklara küpe olmalı..