Trafik lambasının tam dibine, zebra şeritlerle işaretlenmiş yaya geçidinin üzerine park etmiş. Hem de ters yönde.. Yol iki şeritli ve ana yola açılıyor. Bir şerit tam da kavşakta iptal.. Hem trafiği kilitliyor, hem de yayaların yolunu kesiyor... Kendisi de direksiyonda oturuyor.. Karşıya geçerken, dik dik baktım yüzüne.. "Bu da olur mu?.. Bu kadar pervasızlık olur mu?.. Bu kadar suç böylesine bir arada işlenir mi" diye..
Bakışım etkilemiş olmalı.. Eğildi öne.. Flaşörler çakmaya başladı..
Sevsinler.. İstanbul trafiğinde eğer direksiyonda isen, ya da flaşörleri yaktın mı, her yere park hakkın vardır diye bir kural var sanırsınız..
Kentin insanında kafa bu olunca, çözüm her sokağa bir polis..
Yani?.. Çözüm yok!.. O çok şikâyet ettiğimiz trafiği bu hale getirenlerin, biz yani kendimiz olduğumuzu bir anlayabilsek..