Bu Yasemin'e son uyarım..
Hem de açık.. Önünüzde.. Bundan böyle kimi sorumlu tutacağınızı bilin diye..
Çarşamba sabahı kahvemi içerken büyük bir keyifle kendi yazımı okuyorum.. Dondum kaldım.. Gene eski hata.. Filmi yazmışız uzun uzun, adını yazmamışız.. Kendimi kaptırıyorum, anlatıyorum.. Tamam da, neyi anlatıyorum.. Hadi email yağıyor.. Filmin adını gerçekten merak eden, her gazete ilan dolu, kolayca bulur da, yazarı uyarmayı görev bilen bir okur hep var.. Ve dahi yazara "Bunak" demeye bayılan bir okur daha var..
Yazdığın iki filmden birinde, adını yazmayı unutursan bu okur da pek haksız sayılmaz..
Onun için bu açıklama.. Benim yazılarımı ilk okuma ve yanlışını, eksiğini, gediğini belirleme görevi Yasemin'e aittir. Gençliğinde bu işi harika yapardı.. Amma velakin, gene de bana hesapla 20 yıl daha genç bir beyni var..
Bundan böyle, e-mailler bana değil, Yasemin'e tamam mı?.. O da olmazsa, Fikret'e.. Kendisi editörümüz olur da..
Seyredip de anlamadığımı yazdığım Fransız filminin adı, İhtirasın Bedeli.. Tam da filme cuk oturan arabesk bir yakıştırma..