"Siz benim ağabeyimsiniz" deyince, içimden "Saygıdan herhalde" dedim.. Benden çok yaşlı duruyordu çünkü.. Bakışlarımdaki soruyu anlamış olmalıydı. "Lisede ağabeyimdiniz.."
"Kurtuluş'tan mı mezunsunuz?.." "Evet" dedi.. "1957'de girdik biz.." Ben çıkarken girmiş olmalı.. O zaman lise 4 yıl.. Demek dört yaş büyüğüm.. Sarıldık, öpüştük, gitti.. Ertekin bana döndü..
"Hayret" dedi.. "Nasıl da senin ağabeyin gibi duruyordu.." Gözlerimin önüne birden Norma'nın eli geldi.. İçindeki haplarla.. Bir avuç hap..
Holly ile evlenmiş, Nevada, Reno'ya gitmişiz. Kayınpeder ikinci eşi ile orada yaşıyor..
Kayınpeder benden rahat 25, 30 yaş büyük.. Ama Allah sizi inandırsın, benden genç, benden sağlam duruyor.. Şimdilerde 100'e merdiven dayamış olmalı..
"Bunun sırrı ne" dedim, "Bana anlatmalısınız?.." Eşini işaret etti.. Norma'yı..
Norma, "Yarın sabahı bekle" dedi.. Sabah oldu.. "Hıncal" çağrısını duyup salona koştum.. İşte hatırladığım manzara o.. Norma'nın avucu haplarla dolu.. Kayınpeder onların hepsini yuttu. Her sabah yutarmış..
İşte GNC, yani General Nutrution Center ile tanışmam öyle oldu.. O gün Norma ile bu merkeze, yani dükkâna, yani yıllar sonra adına Anti Aging/ Geriye yaşlanma denecek terapiye dönüşecek öncü adıma gittik.. Haplarımı seçti Norma..
C, E vitaminleri.. Beta Carotene.. Potasyum, çinko ve selenyum mineralleri..
Yıl 1977!.. Tek gün aksatmadan bu hapları aldım.. Amerika'dan bavul dolusu getirdim. Bitti.. Bizde öyle şey yok.. Ne yapacağız.. İzmir Amerikan pazarındaki Can kardeşim imdada yetişti. Her ay bir koli ile bana eksiklerimi yolladı yıllarca.. Sonra bir gün baktım.. GNC, Türkiye'de de açılmış..
Sordum.. Anlattılar.. GNC, yani artık Türkçesi Doğal Beslenme Ürünleri olan kurum, 1995'te dünyaya açılma kararı almış. Açılma da ne açılma.. 40 ülkede 750 mağaza.. Amerika'dakileri de eklerseniz, 5 bin, tam beş bin mağaza.. O sırada Amerika'da yaşayan Ahmet Yılmaz kolları sıvamış, ana firmayı ikna etmiş, arkadaşı Eren Kale ile Türkiye temsilciliğini almışlar. Şimdi Türkiye'de de 22 mağazaya ulaşmışlar. Böyle bir gelişmeyi sağlamak için de ürünlerini eczanelere ve süper marketlere vermemişler. Ben GNC'yi tesadüfen Capitol'ü gezerken gördüm.. "Aman ne iyi, artık Amerikalılar'ın peşinde koşmayacağız" dedim.. "Daha iyisi var" dediler.. "Sizin mahallede de bir tane açıldı.." Aynen öyle.. Komşuda açılmış.. Tüm mağazalar bilgisayarla bağlı birbirine.. Aradığınız şey orada bitmişse, hemen temas.. Nerde varsa getirtiliyor.
GNC'nin raflarında yüzlerce doğal beslenme desteği ürün var.. Her derde deva olanlar ayrı.. Uykusuzluktan, prostata.. Gidip derdinizi söylerseniz, hemen yardımcı oluyorlar, o ayrı.. Benim kayınpederden nakil aldığım ilaçlar, anti oksidan denenler.. Yani anti aging, geriye yaşlanmanın temel taşları..
Oksijen yanarak vücuda enerji sağlıyor. Ama yanan her şey de kül oluyor bilirsiniz. Yani bir yandan yaşamı sağlarken, öte yandan vücudu tahrip ediyor oksijen.. Anti oksidanlar işte bu tahribe karşı çıkan destekler..
Bunların büyük bir bölümü de içtiğimiz suyu dışarı çıkarırken vücuttan atılıyor.. Hani geçen gün Emre yazmıştı, ama eksik kalmıştı.. Gereğinden fazla su içmenin asıl zararı da bu.. Hayati mineraller ve C gibi önemli vitaminleri, her türlü terleme ve idrar yolu ile durmadan kaybediyoruz. O zaman gereğinden fazla su içmek hayırlı değil.. Zararlı.. Bir yandan da eksileni yerine koymak için, sadece doğal yiyecekleri beklemeden günlük destekler gerek.. Kayınpederi benden, beni sınıf arkadaşlarımdan genç gösteren şey, işte bu doğal destekler.. Keşke 38 değil, 20 yaşında başlama fırsatım olsaydı diye düşünüyorum şimdi..