SHOW TV Genel Müdür Yardımcısı, spordan da sorumlu sevgili dostum Şansal Büyüka'ya sormak isterim.. Türkiye Kupası'nı kazanan takım, Fenerbahçe olsaydı eğer, o gece Show TV, kupa törenini göstermeden yayını kesmeye cesaret edebilir miydi?.
Tüm televizyonlar, TRT dahil hepsi, insanları eşek yerine koymaya, iki puan reyting, üç kuruş reklam geliri uğruna, tüm yayıncılık ilkelerini, tüm ahlak kurallarını, tüm saygı değerlerini hiçe sayıyorlar. Gelirini TV reklamlarının yüzde onundan temin eden RTÜK adlı utanç kurulu, tüm bu rezilliklere göz yummaya devam ettikçe, televizyonlar azdıkça azıyorlar.
İşte Trabzon, kupayı kazanmış.. Maçı yayınlayan, yayınlarken, 30 saniyede bir, bilmem ne yaz, bilmem neye yolla reklamları ile futbolu piç eden Show TV, yetmiyormuş gibi, maç sonu, o kupanın sevincinin de içine edip, hemen reklamlara girdi.
Spor, sonunda bir zafer olayıdır.
Tüm bir yıl o zafer anı için mücadele edilir. Bunları Şansal'a anlatmama gerek var mı?. Ama Şansal'ın Genel Müdür Yardımcısı olduğu Show TV, kupa törenini de yayından kaçırdı. Trabzon'un kupa aldığını görmedik. Maçı anlatan kendi spikerini dahi saymayan kurum, lafı Melih'in ağzına tıkayarak reklamlara geçti. Spikerin seyirciye veda etmesine dahi izin vermedi.
RTÜK insanların hayvan yerine konmasına seyirci kalmaya devam edebilir. Onlara sözümüz yok. Umudumuz da yok.. Yeni bir yasa ile bu kurul, A'dan Z'ye yeniden ele alınana dek bu rezillikler artarak sürecek, orası belli..
Ama biz gene de, Show TV'nin ve sorumlu Şansal Büyüka'nın Trabzon halkından, ülkenin dört bir yanına yayılmış, Trabzonspor taraftarlarından, Trabzonspor kulübünden ve de o gece maçı izleyen tüm spor severlerden özür dilemesi gereğine inanıyoruz.. Kuru bir özür değil.. Bu rezilliğe bir daha izin verilmeyeceğinin de sözü ile birlikte.
Trabzon maçı da kupayı da sıyırmış.. Gökdeniz adeta kendisini oyundan attırmak için çırpınıyor. Üç gün sonra belki de Trabzon'un kaderini belirleyecek Galatasaray maçı varken..
Milli takımın göz bebeği Gökdeniz'in "Kendimi kaybetmişim" özrüne inanmam mümkün değil.. Bu kadar kritik bir anda kendini kontrol edemeyen birine, kulübü nasıl güvenir, Ersun Hoca ona nasıl milli formayı nasıl emanet eder?.
Kuddusi Müftüoğlu'nda yürek olsa ve Gökdeniz'e hak ettiği kırmızıyı çıkarsa ne olacaktı bir düşünün?..
Gökdeniz'in niyeti neydi o gece acaba?..