Spordan Sorumlu Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin, çok yerinde bir karar aldı. Özerk Futbol Yasası değiştirilecek.
Ortada üzerinde konuşulacak bir taslak olmadığı için görüş bildirmek zor. Bugün sadece iki temel unsur üzerinde durmak istiyoruz.
Birincisi..
Fikret Ünlü'nün hazırladığı bugünkü Futbol Yasası, anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık taşıyor.
Türk Spor Yasası tüm federasyon başkanlarının üniversite mezunu olmaları ve en az bir yabancı dil bilmeleri amir hükmünü getirirken, Özerk Türk Futbol Yasasında böyle bir hüküm yok.
Yani, bugün bir Uzağa Tükürme Federasyonu kurulsa, başkanı diplomalı ve dil bilen biri olmak zorunda. Oysa en uluslararası, en evrensel ve en önemli futbol federasyonunun başına bir karacahil gelebilir.
Ünlü, Başbakanı Bülent Ecevit üniversite mezunu olmadığı için, yasasına bu hükmü koymaktan çekindi. "Başbakan bana kırılabilir" dedi ve bugünkü durum doğdu.
Şahin'in tasarısı, Anayasa'nın eşitlik ilkesini açıkça ihlal eden bu durumu düzeltmelidir. Futbol Federasyonu Başkanlarının da üniversite mezunu ve hatta FİFA'nın resmi dillerinden (İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca) birini bilme şartı getirilmelidir.
İkincisi..
Şahin'in Futbol Kurultayı mevcut üye sayısının artırılması görüşünde olduğu söyleniyor. Bizce tam tersi, kurultay daraltılmalı ve sadece kulüp temsilcilerine teslim edilmelidir. Futbol Federasyonu dünyanın her yerinde kulüpler birliğidir.
Kulüp dışı kişi ve kurumların kurultaya kabulünün doğurduğu sonuçları görmek için Spor Bakanlığı'nın bir araştırma yapması yeterlidir.
Sayın Şahin..
Mali denetçilerinizi gönderin, hesaplara baksınlar..
Haluk Ulusoy federasyonları, kurultaya temsilci yollayan çeşitli derneklere bugüne kadar ne kadar fon, kaynak aktarmışlardır?.
Bu aktarmaların amacının oy satın almak ve bu dernekleri oy deposu haline getirmek olduğu açıktır.
Ayrıca Türk Milli Takımının çeşitli seyahat ve turnuvalarına, eşleri ile davet edilen kurultay üyelerine aktarılan fon ve kaynakları da belirlesinler.
Bu aktarılan kaynaklar Futbol Federasyonu'nun, yani devletin, yani halkın paralarıdır ve federasyon halkın paraları ile oy satın almaktadır.
İşte bu yüzdendir ki, hep "Haluk Ulusoy kendi istemedikçe başkanlığı ondan kimse alamaz" diyoruz.
Özerk Yasa çıkarılırken, kurultaya temsilci verecek dernekler arasında Spor Yazarları (TSYD) da vardı. Ama o zamanki yöneticiler, bugünleri tahmin ederek derneğin adının temizliği adına "Ret" kararı verdiler. TSYD adı yasadan çıkarıldı. Ne var ki Ulusoy döneminde bu defa eleştirileri göğüslemek için TSYD'ye de kaynak aktarımı başladı.
Sayın Şahin..
Ulusoy, kendisini hem de ne oyunlarla iktidara getiren ANAP'ı avcunun içine aldığı için hiçbir ciddi denetim ve soruşturma geçirmedi. AKP, bu oyunun devamı değilse ve "Yeni oyuncak" görevi yüklenmedi ise, bu soruşturmaları yaptırır ve yeni yasanın yeni imparatorluklar kurmasını önleyecek maddeleri tasarıya koyarsınız.
Sayın Şahin..
Aceleye gerek yok. Ama geç de kalmayın.. Kalmayın ki, bu yılki kurultay yeni yasa ile toplansın ve seçimler yapılsın..
Amerika'yı yeniden keşfe gerek yok..
Üyesi olmak için büyük gayret sarf ettiğimiz Avrupa Birliği'nde örnek yasalar var.. FA mesela.. Futbolu bulan ve kuran İngiltere Federasyonu'nun adı FA'dır.. Önünde ülke adı taşımaz.. Futbol Federasyonu İngiltere demektir. Emir verin.. Tercüme edip önünüze koysunlar.
Kıta Avrupası'nda çok önemli ve başarılı bir örnek var.. Almanya.. Alman Federasyonu kuruluş yasasını da tercüme etsinler.
İtalya çok değişik bir sistem.. O da çevrilsin..
Bu çeviriler çoğaltılsın.. İlgililere ve medyaya dağıtılsın.
Herkes görsün, herkes bilsin. Tartışma o zaman daha sağlam temellere oturur.
Bize en uyan örneği seçmek ve temel almak en doğru yöntem olur.
Türk Ceza Kanunu'nu İtalya'dan, Türk Medeni Kanunu'nu İsviçre'den örneklememiz kötü mü oldu?.
Türkiye artık çağdaş bir yasaya kavuşmalıdır.