Fatih Edipoğlu, atv'nin Genel Müdürü sevgili dostum, "Beş dakikanı istiyorum" dedi.. Kalktık Conrad Otel'e gittik.. Orada atv'nin kampı var.. Akademi Türkiye'nin yarı finalleri.. Koridorlar, kulisler gençlerle dolu.. Balo salonu jüri odası olmuş. U şeklinde bir masa.. Masanın etrafında, tarihin en büyük canavarları.. Defalarca jüri üyeliği yaptım.. Kendilerini jüriye beğendirmek için çırpınır gençler.. Tüm hayalleri o adamların ağzından çıkacak bir kelimeye bağlıdır.. Dünyalarının değişmesi, başarı doruklarına merdivenle değil, asansörle tırmanmalarının yoludur o tek kelime.. Sahnedekiler, belki de kaderleri olacak insanları öyle görürler işte.. "Bir avuç canavar!.." Fatih'e sordum.. Türkiye genelinde yaklaşık 16 bin genç vurmuş, Akademi Türkiye'ye.. 16 bin hayal.. 16 bin umut!.. 16'sı bunların sadece devam etme hakkını kazanacak.. 16 tanesi bir ölçüde kendini tanıtacak, adını duyuracak, yarışa önde başlama şansını elde edecek.. Ama bir tanesi kazanacak.. Bir teki.. 16 binde 1!.. Hadi gelin jüri olun da canavar olmayın bakalım.. Kapı önü tıklım tıklım.. Vakit dar.. Salon kocaman.. Kapıdan girip mikrofona gelmek uzun yol.. Kalbi zaten 330 atan genç yürürken daha, canavarlardan biri uyarıyor.. "Koş!." Kalp atışı 660'a vururken "Söyle" diyorlar.. "Sıkıysa sen söyle" diyeceğim, kenarda izlediğim yerden atılıp.. Müzik yok, orkestra yok, tek nota ile ses verecek alet bile yok.. Öyle söyleyeceksin.. Bu koşulda nefes alabileni, ağzından ses çıkanı alkışlarım ben.. Amma.. Koşulların kolay olduğu yerde "Zafer" olmaz.. Zaferi, en zorlu engelleri aşabilenler kazanır.. Kazanmak, engeller aşılmaz olduğunda, zafer olur.. Yüzlerce insanı bu kadar kısa zamanda izleyip, seçmenin başka yolu yok.. Başka yolun olmayışı, dünyanın en zor koşullarını yaratıyorsa, bu "Muzaffer" galibin şansı aslında.. 16 devam edecek 16 bin hayalden.. Birkaçının kenarda beklerken, girerken ve çıkarken yüzlerine baktım.. Her birinin gözlerinde bir roman vardı.. Hayallerinin romanı.. Onları teker teker dinlemek, teker teker yazmak geldi içimden.. Mümkün mü?.. Hayalgücü insanı ayakta tutan, hayalgücü insanı yaratmaya, başarmaya zorlayan belki de tek şey.. Akademi Türkiye'de bu canavarların sınavında kalmak, hayallerinizin tükenmesi olmasın gençler.. Ajda Pekkan, Adana'da yuhalanarak başlamıştı hayata.. Nükhet Duru sıradan bir gazinonun üvertürü idi. Gecenin bir vakti eve dönecek parası olmadığı için, sandalyeleri yan yana dizip üzerinde uyuyarak gazinoda geçirdiği geceler olmuştu. Yazı yazarken kafamı kaldırmam. Odama girip uzun uzun bekleyen, kafamı kaldırınca "Efendim Ankara'ya geliyordum. Bu plağı size getirmemi Şanar Yurdatapan söyledi" deyip, sonra sessizce çıkıp giden küçük kız Sezen Aksu idi.. Hülya Avşar bir günlük kraliçe iken, tacı elinden alınıp sokağa atılan genç kadındı.. Bugün bu ülkenin unutulmazları hepsi.. Yetenekleri.. Tamam.. Ama onları zirveye tırmandıran, onları yıllardır zirvede tutan, hayal güçlerini hiç yitirmeyişleri oldu. Denediler.. Tekrar denediler.. Bir daha.. On daha.. Yüz daha denediler..