FATİH Terim özel maçlarda Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynayan güçlü takımlarla maç yapmasına özen gösteriyor. İnter, Olimpiakos, Real Madrid ve dün geceki Benfica maçı bu düşüncenin ürünüdür. Bu maçlarda sonuçlar tabii ki önemlidir. Ancak güçlü takımlarla oynamak Galatasaray'ın kaybettiği Avrupa ruhuna ısınması adına önemlidir. Bu tür maçlar oyuncuların kendine olan güvenini arttırır. Avrupa'da olmamasına rağmen Galatasaray'ın Devler Ligi'ndeki takımlardan ilgi görmesi Avrupa'da itibar gördüğünün ve marka değerini koruduğunun göstergesidir.
Benfica'nın Devler Ligi'nde C grubunda 4 maçta Manchester United ile birlikte hiç yenilmeden 8 puanda olması gücünün göstergesidir. Benfica'nın 14 Galatasaray'ın 10 futbolcusunun olmadığı maçta Portekiz ekibinin kadro derinliğinin Galatasaray'a oranla daha geniş ve etkili olduğunu gördüm. Benfica maçı ilk onbirde yer bulamayan Galatasaraylı oyuncular için büyük şanstı. Bu fırsatı kullanmayan oyuncular oldu. Melo, Ayhan, Engin, Ujfalusi, Semih Kaya takım uyumunun olmadığı Galatasaray'da iyiler arasındaydı. Benfica'da kulübeden gelip forma şansı bulan oyuncular kalıcı olmak için inanılmaz mücadele etti.
Riera 15 dakikada bitti
Galatasaray'da Terim'in oynatmak istediği önde basan, topun arkasına geçen çabuk alan daralan ve hücuma hızlı çıkan futbol anlayışına ilk onbirde forma bulamayan oyuncular hazır değil.
Galatasaray'ın oyun ritminin istikrarı yakalaması için kulübeden gelen oyuncuların kendini hazır tutması gerekir. Çok fazla forma şansı bulamayan oyunculara akıl verdik ama Albert Riera gibi oynayan bir oyuncunun da Galatasaray'a katkı sağlamama ısrarının sürdüğünü gördük. İspanyol'un ilk 15 dakikadaki görüntüsünde soldan uzun mesafeli attığı deparlar ve yaptığı ortalar ağzıma bir parmak bal çalmaya benzedi. Çünkü Riera'nın nefesi ve gücü çabuk tükendi. Topla dikine gitmesine alıştığımız Sercan Yıldırım'ın güven eksikliği sürüyor.