KAĞIT üzerinde yaptığınız hesaplar maça uymayabilir. Fatih Hoca'nın orta sahadaki tercihi Sabri etkisiz olunca, bu kadar arkasında durulan Riera kendisine sunulan formaya yeterince saygı göstermeyecek futbol sergileyince Galatasaray, ilk yarı bırakın hızlı hücum etmeyi, pozisyon üretemedi.
Mersin'i oynadığı cesur futboldan dolayı kutluyorum. Nurullah Sağlam, Galatasaray'ı mükemmel analiz etmiş. Galatasaray her maçta topa daha çok takım görüntüsü çizmiş ve ayağa isabetli pas oyunuyla göz doldurmuştu. Galatasaray, karşısında kendi silahı olan "Ayağa pas" arzusunu daha iyi sergileyen, alanları çabuk kapatan, çok koşan ve geriye çabuk dönen bir rakip buldu. Sabri orta alanda çok top kaybı ve pas hatası yaptı.
Kazım'ın orta alanda kalması Galatasaray'ı göbekte sıkıştırdı. Orta alan düşünce, Melo üçüncü stoper gibi oynadı. Galatasaray orta alanda Mersin'in üstünlüğüne boyun eğdiği için pas organizasyonunu da kuramadı. Bu yüzden hücuma hızlı, etkili ve çabuk çıkamadı. Riera'nın hücuma çıkarken kaptırdığı topların hepsi Mersin atağına dönüştü. Muslera'nın kurtardığı penaltının sorumlusu da Riera idi.

AYHAN OYUNU DEĞİŞTİRDİ
Terim'in Semih ile devam kararı ne kadar doğruysa, başarılı Ayhan'ın ilk 11'e alınmaması o kadar yanlıştı. Ayhan-Sercan ikilisinin girmesi Galatasaray'ın çehresini pozitif değiştirdi. Ayhan Melo'yu rahatlattı; Brezilyalı hücuma göbekten dikine katkı yapmaya başladı. Ayhan'ın Selçuk'la top dağıtma işini üstlenmesi Mersin'in geride daha çok adamla kalmasına yol açtı. Kazım sağda oynayınca, Eboue ile kanattan ortak bindirmeler yaptılar. Galatasaray, yaratıcı, gol pası verecek Engin gibi bir ismin eksikliğini hissetti. Yine de araya atılan toplarda Elmander 4 net fırsatı vuruş anındaki hatalı tercihlerle kaçırdı.
Bir gerçek var ki; Galatasaraylı taraftarların adeta korku tünelinden geçtikleri pozisyonda Nduka'nın atamadığı gol akıllara ziyandı.
Sonuç; Fenerbahçe ne zaman kaybetse Galatasaray da sanki "Ruh ikizi" gibi takılıyor.