İngiltere'de taraftarlar maçı takımlarıyla birlikte hiç susmadan oynarlar. Hakemi baskı altına almak için rakibin yapacağı en ufak faulde büyük yaygara koparırlar. Beşiktaş gerilimli ve stresli bir ortamda mükemmel mücadele etti.
Özellikle ilk yarı Beşiktaş evinde oynarcasına rahattı. Orta alanı başarıyla kontrol eden ve pas trafiğini akıllıca yöneten Necip-Aurelio- Fernandes üçlüsü rakibi karşılamada da dikkatliydi. Fernandes hücuma destek verirken Aurelio-Necip ikilisi savunmanın önünde emniyet kemeri oldu. Kazanılan her topu Beşiktaşlı oyuncular panik yapmadan ve sahayı enlemesine kullanarak ayağa isabetli pasa dönüştürdü.
Quaresma-Hilbert ikilisi sağ taraftan etkili bindirmeler yaptı. Alman kimlikli futbolcuların iş ahlakı muhteşem. Hilbert, Kartal'ın sağ tarafında oynaması gereken bir oyuncu. Maç boyu savunma ile hücum arasında mekik dokudu.

CARVALHAL OYUNU OKUYAMADI
Beşiktaş rakibin üzerine cesaretli gitti. Hücumda kaptırılan ve Stoke atağına dönüşen pozisyonlarda Beşiktaş takım halinde geriye çabuk ve hızlı döndü. Kısacası Beşiktaşlı oyuncuların dikkati, sahaya yayılışı ve rakibi kontrol edişi, ilk toplara müdahalesi başarılıydı. Herkesin büyük özveriyle oynadığı maçta Simao arkadaşlarına hiç katkı yapmadı. Beşiktaş adeta 10 kişi oynuyordu.
İkinci yarı Pennant'ın oyuna girmesiyle son 20 dakikada Beşiktaş kalesini abluka altına Stoke City'nin bu hamlesine Carvalhal'ın karşılık vermeyerek Simao'yu sahada tutması Beşiktaş'a hücumda ve orta alanda dinamizm katacak Holosko ve Ernst'i oyuna geç alması büyük hataydı. Portekizli hocanın maçı iyi okuyamaması ve yoğun baskıyı orta alanda pasifize edecek hamleleri yapmaması Beşiktaş'ın golü yemesine yol açtı. Beşiktaş kaybetti ama Stoke'tan daha iyi bir takım olduğunu kanıtladı.
NOT: Guus Hiddink, Emre ve Selçuk İnan'ın yokluğunda Almanya ve Azerbaycan maçları için Aurelio-Necip ikilisini milli takımın aday kadrosuna mutlaka çağırmalı.