MHK Başkanı Yusuf Namoğlu sezon başı değişen oyun kurallarını açıklarken hakemlere şunu söylemişti: "Oyuncuların sağlığını ve güvenliğini koruyun, sıfır toleransla mutlaka kart uygulayın."
Hakemlerine sıfır tolerans talimatını veren Namoğlu'nun hakemlerinin yapacağı hatalara karşı toleransı SINIRSIZ anlaşılan. Karabük'te Bünyamin Gezer'in yönetimini görünce bu fikrim perçinlendi.
Bünyamin Gezer, Eskişehir-Beşiktaş maçında Querasma'nın rakibinin aşil tendonuna arkadan basmasına gösterdiği kart nedeniyle ağır eleştirilmişti ve dinlendirilmesi gerekiyordu. Gezer'in öyle güçlü torpili olacak ki; bırakın dinlenmeyi sanki ödül olarak Karabük- Galatasaray maçına atandı. Ve o Gezer Eskişehir maçındaki eleştirilerden dolayı 14.dakikada Muslera'ya "Elime fırsat geçti" edasıyla "sarı kart" göstermesi gereken pozisyonda "Kırmızı kart" gösterip hem maçın dibine dinamit koydu hem de Galatasaray'ın gardını düşürdü. Gezer ilk yarıda 11 faul yapan Karabüklüler'e, "Turuncu" kokan pozisyonlarda kart çıkarmadı. Melo, Kazım, Selçuk ve Elmander'in sakatlanmasına neden olabilecek faullere trafik polisi gibi sadece düdük çaldı.
Galatasaray yönetimi Bünyamin Gezer'e karşı bir tepki koymalı. Galiba Gezer'e Galatasaray forması alerji yapıyor. Gezer karar verirken kurallara göre değil, içinde Galatasaral'a karşı yaşattığı duygulara göre düdük çalıyor. Örnekler vereyim:
1- 2009-2010 SEZONU Gaziantep'te oyundan ters yönden çıkmak isteyen Arda'ya eliyle müdahele ediyor, tutuyor. Arda ısrar edince, "Beni nasıl dinlemezsin?" öfkesiyle sarı kartını gösteriyor.
2- 2009-2010 sezonu: Kadıköy'de Fenerbahçe- Galatasaray derbisinden önce yardımcısı Tarık Ongun'un kafası yarılıyor. İptal etmesi gereken maç için, "Oynatmasaydım tribünler sahayı inerdi" diye yorum yapıyor. Keita'nın Roberto Carlos ile girdiği pozisyonda "Korumacı hakemlik" yapmayarak Keita'nın atılmasına çanak tutuyor.
3- 2009-2010 sezonu: Galatasaray- Bursa ile karşılaşıyor. Zapo ve Neill'ı haksız yere oyundan atıyor. Bursa liderliği kaybediyor.
4-2010-2011 sezonu: Galatasaray, Trabzonspor ile oynuyor. Kazım düşerken Serkan'ın ayağına gayri-ihtiyarı basıp atılıyor.
İSYANA GÜÇLERİ YOK
Maça gelince... Galatasaray ilk 10 dakikada iki yüzde yüz golü kaçırdı. Elmander Riera'nın, Sercan da Selçuk'un "Golü atın" paslarını vuruş beceriksizliği yüzünden cömertçe harcadı. Muslera'nın atılmasından sonra sarı-kırmızılıların "Haksızlığa" karşı dikilip daha fazla koşmaları ve daha çok mücadele etmeleri gerekirken "Teslimiyetçi" bir ruhla oynamalarına şaşırdım. Galatasaray kadro kalitesi olarak Karabük'ten daha güçlü ve etkili oyunculara sahip. Bu durum bence takımın fizik gücünde ve takım olma yolunda bir sorun yaşadığını gösteriyor. Terim bu sıkıntıyı acilen çözmeli. Onun felsefesinde, "Kazanırken de kaybederken de saygı duyulan bir takım olmak" birinci şarttır.