Tarih 25 Kasım 2009.. Yer Manchester'ın Old Trafford Stadı.. Beşiktaş, Türk futboluna gurur kazandıran, kendi tarihine de altın harflerle yazılan bir galibiyet alıyor; Manchester United'ı Tello'nun golüyle yeniyor. Devirdikleri takım evinde Avrupa Kupaları'nda 23 maçtır kaybetmemiş bir dünya devi..
Perşembe günü Beşiktaş takımı İstanbul'a gelseydi; binlerce taraftar Manchester zaferi yaşatan oyuncuları karşılamaya koşacak, omuzlara alacaktı.
Ama kurt teknik direktör Mustafa Denizli büyük zaferlerden sonra futbolcuların konsantrasyon sorunu yaşayabileceğini düşünerek radikal bir kararla Beşiktaş'ı Manchester'dan Kayseri'ye uçurdu. Denizli'nin hedefi, "Avrupa'yı geride bıraktık. Sırada lig var" söylemini futbolcuların kafalarına kazımaktı.
Beşiktaş'ın yerli futbolcuları, Denizli'nin bu kararından sonra bayramı aileleriyle birlikte geçirmekten mahrum kaldılar.
Denizli, Manchester United sınavı için iki gün önceden İngiltere'ye götürdüğü öğrencilerini, İstanbul'a geri döndürmedi.
Bugünkü Sivas maçı sonrası İstanbul'a döndüklerinde yaklaşık bir hafta sonra evlerine, ailelerine, çoluk-çocuklarına koşabilecekler.
Mustafa Denizli isteseydi, Perşembe takımı İstanbul'a getirir, Cumartesi de Sivas'a uçarlardı. Beşiktaşlı futbolcular Manchester zaferinden dolayı Perşembe günü kendilerini dağıtabilir, gecelere akabilirlerdi.
Futbol, fedakarlık ister. Yukarıda dedim: Özel hayatlarıyla ilgilenmem. Ama bir şartla: Futbollarını etkilemediği müddetçe.
DENİZLİ-RİJKAARD FARKI
Denizli'nin bu tavrına karşılık, Rijkaard Galatasaraylı futbolculara fazlasıyla özgürlük veriyor. Bunu da sezon başından beri takımı kampa almayarak gösteriyor.
Bursa maçı kritiğimde Galatasaray teknik ekibine "Burası Hollanda değil, Türkiye" demiştim. Zaten Rijkaard da GSTV'de yaptığı son açıklamalarda "Ciddi çalışmalı, yememize, içmemize ve dinlenmemize dikkat etmeliyiz" uyarısında bulunmuştu.
Ama görünen o ki; Galatasaraylı futbolcular Rijkaard'ın yumuşak yüzünü suistimal ediyorlar.
Galatasaray Başkanı Sayın Adnan Polat takımın kampa alınması konusunda Rijkaard ile bir görüşme daha yapmalı. Takımın bu hafta başında kamp için yaptığı oylamada "Hayır" çıkmıştı. Bu tablo, Galatasaray'da birkaç yıl önce baş gösteren "Futbolcuya dayalı" sistemin devam ettiğinin kanıtı.
Belki Mustafa Denizli de oylama yaptırsa takım "Perşembe İstanbul'a dönelim. Sivas'a Cumartesi gidelim" derdi. Otorite futbolcularda mı, yoksa teknik direktörde mi? Galatasaray, bunun kararını bir an önce vermeli.