Özhan Canaydın'ın Mart'ta seçime gireceği ve hiç zorlanmadan yeniden başkan seçileceği, camiada hakim bir düşünceydi. Ancak aday olacağını açıklamaması kafaları karıştırıyordu. Kulislerde, "Başkan hasta, aday olmayacak. Ailesi yeniden başkan olmasını istemiyor" gibi sözler konuşuluyordu. Mali Kongre'de Canaydın'ın, "Sağlığım yerinde, her görevi yapmaya hazırım. Ama sizlere veda ediyorum. Hakkınızı helal edin" sözleri kongreye gelen üyelerin üzerine bomba gibi düştü. Baltalarını bileyleyerek kongreye gelen muhalif üyeler Canaydın'ın bu açıklaması karşısında donup kaldı. Sayfa sayfa hazırlanan eleştiri dolu kağıtlar ceplerden çıkamadı. Mali Kongre'nin bir anda havası kaçtı.
Oysa, Canaydın, başkan olduğu ilk yılından sonra hep fırtınalı bir denizde dümen kullanmıştı. İkinci ve üçüncü dönem seçimlerinde karşısına çıkan rakiplerle büyük boğuşmalar yaşamış, ağır eleştirilmiş ama seçimleri kazanmıştı. Canaydın'ın çok rahat kazanacağı bir seçim öncesi "Aday değilim" demesinin anlamı neydi?

ARTIK PROJE DÖNEMİ
Canaydın'ın "Aday değilim" açıklaması bir seçim taktiği mi? Yoksa gerçekten aday olmayacak mı? Canaydın'ın tavrı camiaya verilmiş bir mesajdır. Önceki seçimlerde Canaydın'a rakip olan adaylar projeleriyle değil, "Canaydın'ı yıkmaya talibiz" felsefesiyle Galatasaray'ı yönetmeye talip oldu. Canaydın'ın, "Aday değilim" açıklaması yeni başkan adaylarını kıskaca almıştır. Adayların öncelikli hedefleri artık Canaydın'ı devirmek değil, Galatasaray ile ilgili projelerini anlatıp güven kazanmak olacaktır.
Bence Canaydın varolan sistemle Galatasaray'ın kolay yönetilemeyeceğini vurgulamak istemiştir. Yani taşın altına elini sokacak camianın itibarlı isimlerinin listede yer almasını istemektedir. Bu ortam gelişirse Canaydın geri döner. İbra sonrası, salondaki konuşmalarda şu görüş hakimdi:
"Canaydın, elindeki oltayı denize atar. Eğer olta balıkla doluysa çeker. Dolmazsa misinayı keser."