ONK Telif Hakları Ajansı 50'nci yılını kutluyor. Koskoca bir ömür... Sanat alanında ülkemizde çok önemli adımlar atılmasına neden olmuş bir kuruluşun elli yıl boyunca özenle sürdürülmesi hiç de kolay değil.
Bunu başaran Osman Necmi (Nuri değil!) Karaca'yı 1960'ta tanıdım. Yoksa 1961 miydi? Cağaloğlu Türkocağı Caddesi'ndeki iki odalı ufacık yazıhaneye Kara Ünal götürmüştü beni. Çaylarımızı içip çene çalacaktık. Osman Bey'in odası yandaydı. O sıralarda ülkemiz için yeni bir kavramı, telif hakları denilen ne idüğü belirsiz şeyi herkese anlatmaya, kabul ettirmeye çalışıyordu Osman Bey. Bazı yabancı dergilerin, yayınevlerinin, ajansların temsilciliğini yapıyor, onların Türkiye haklarını, kendi deyimiyle, "plase" ediyordu.
"Ne idüğü belirsiz" dedim. Gerçekten öyleydi. Bir örnek: ONK, Tintin dergisinin Türkiye temsilcisiydi. İstanbul'da bir yayınevi, haklarını almadan, beş para ödemeden habire yayımlıyordu Tintin'i... Konu mahkemeye "intikal" etmişti. Fransızcada, İngilizcede büyük i harfinin üstüne nokta konulmaz ya, yargıç da düşünmüş taşınmış, "Bunlardan birisi Tintin, öbürü Tıntın. İkisi aynı şey değil" deyip çıkmıştı işin içinden.
Kara Ünal beni yan odaya götürüp Osman Bey'le tanıştırdı. Osman Bey, Robert Kolej mezunu olduğumu, çeviri yaptığımı öğrenince hemen bir öneri getirdi. "Bize de bir şeyler yapar mısın?" Niye yapmayayım?
Ama çevrilecek bir şey yoktu ortada. Haftalık bir İngiliz dergisinden "illustrasyon" lar geliyor, onların Türk dergilerine satılması isteniyordu. Siyah-beyaz resimler. Delikanlılar, genç kızlar, güller...
Tabii durup dururken hiçbir dergi yöneticisi para verip de almazdı onları. Nerede kullanacaklardı ki!
Aklıma bir şey geldi. Resimleri çantama doldurdum. Doğru eve. Geçtim benimle yaşıt daktilomun, sevgili Erika'mın başına. Resimlerden birini çıkardım. Bir delikanlıyla bir kız öpüşüyor. Arkada ay.
Başladım yazmaya: Mehtapta Orkideler.
Tam bir magazin öyküsü. Kişiler hep yabancı... John, Richard, Mary, Liz... Öykü bitti. Yazan: William Flynn.
Arkadan bir başka resim. Bir başka öykü.
Ertesi gün Osman Bey'e götürdüm yazdıklarımı. Öyküleri Yeni Sabah gazetesinin yayımladığı Pazar dergisine sattı. Resimleriyle birlikte. Tanesi 40 lira. 15 lirası yabancı derginin, 15 lirası benim, 10 lirası da ONK'un.
Takma yabancı adlarla dünya kadar öyküm yayımlandı Pazar'da.