Güney Kore parlamentosunun önündeki devasa bahçeyi dolduran 70 bin kişinin alkışları eşliğinde Psy (İnsan kuş misali; geçen hafta İstanbul'daydı, dün Seul'de) önce "Şampiyon" adlı parçasını seslendirdi, ardından "Gangnam Style" ile şovunu yaptı.
Sonra bir limuzin kalabalığı yararak bahçeye kurulmuş platforma yanaştı. Kapı açıldı, 60'lı yaşların başında bir hanım çıktı, ağır adımlarla sahneye ulaştı. Seleflerinin ellerini sıktı. Derken saygı duruşu, 70 bin kişinin bir ağızdan söylediği milli marş...
Ve günün en heyecanlı anı: Yemin töreni.
Ardından sevgi gösterileri eşliğinde "Prenses" tahtına oturdu.
***
Prenses? Güney Kore'nin yeni Devlet Başkanı bayan Park Geun-hye.
Bu lakap ona boşuna takılmadı. Gerçekten "Prenses" gibi yetiştirildi. Hem de Güney Kore'nin başkanlık sarayı olan Mavi Köşk'te.
Çünkü babası General Park Chung-hee, 1961-1979 yılları arasında Güney Kore'nin Devlet Başkanı idi.
Gerçi otoriter bir rejimle ülkeyi yönetti ama Güney Kore onun döneminde yoksul ülkeler sınıfından çıkıp dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına girdi.
Gerçi ekonomi politikalarının adil gelir dağılımı, sosyal adalet boyutları eksikti ama onun teşvik paketleriyle doğan "Chaebol"ler, yani aile şirketleri, yani oligarklar, bugün dünyanın en büyük grupları arasında yer alıyorlar. Samsung gibi, Kia gibi, Hyundai gibi, LG gibi...
***
1970'li yıllarda ABD'nin Seul Büyükelçisi olan CIA kökenli (Beyaz Saray o dönemde "Hassas ülkeler"e hep istihbaratçı kökenli büyükelçi gönderiyordu. Türkiye, Yunanistan, İtalya da bu "Hassas ülkeler" sınıfında yer alıyordu), evet CIA kökenli Donald Gregg'in yalancısıyım. Gregg emekliliğinde yayınladığı anılarında bir anekdot aktardı. Şöyle:
1974 yılında Seul'deki bir davette Gregg, Devlet Başkanı Park Chung-hee ile sohbet ederken sordu:
"Kendinizi bazen Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e benzetiyor musunuz?"
Başkan'ın cevabı:
"Kemal Paşa'yla ilgili pek fazla bilgi sahibi değilim ama onun Türkiye için yaptıklarını ben de Kore için yapmak isterdim. Yani, ülkeyi ekonomik olarak güçlü, askeri açıdan güvenli bir ülke konumuna getirmek..."
***
Başkan ile Büyükelçi arasındaki Atatürk sohbetinin yapıldığı o 1974 gecesi "Prenses", yani Park Geun-hye 22 yaşındaydı. Ve birkaç ay sonra annesinin yerine "First Lady" rolünü üstlenmek zorunda kalacaktı.
Tarih: 15 Ağustos 1974. Kuzey Kore ajanı Moon Se-gwang, Devlet Başkanı General Park Chunghee'ye suikast düzenledi. Başkan ölümden kurtuldu ama eşi Yuk Yeong-su hayatını kaybetti. Bu trajedi sonrası "Prenses" Güney Kore'nin "First Lady"si oldu.
Ertesi yıl bir trajedi daha... Tarih: 26 Ekim 1979. Devlet Başkanı Park Chung-hee, beş kurmayıyla birlikte akşam yemeği sofrasındayken, çıkan bir tartışma sonrası çok yakın çalışma arkadaşı olan Güney Kore istihbarat örgütünün (KCIA: Korean Central Intelligence Agency), yani Kore CIA'sının başındaki Kim Jae-kyu tarafından öldürüldü.
Ve "First Lady Prenses" Park Geun-hye, Mavi Köşk'e veda etti.
***
Gel zaman, git zaman... Park Geun-hye öğrenimini tamamladı, siyasete girdi,1998'de milletvekili seçildi. Hızla yükseldi. 2004'te "Büyük Ulusal Parti"nin liderliğine getirildi.
Az daha annesinin ve babasının kaderini paylaşıyordu: 31 Mayıs 2006'da yerel seçim kampanyası çerçevesinde düzenlediği bir mitingde biri bıçakla saldırdı ona, yüzünde 10 santimetre uzunluğunda ve 3 santimetre derinliğinde yara açtı.
İlk kez 2007'de devlet başkanlığına adaylığını koydu. Önseçimde yitirdi.
Birkaç yıl geçti; iktidardaki Büyük Ulusal Parti yolsuzluk iddialarıyla sarsıldı. Park Geun-hye kolları sıvadı, önce partinin adını değiştirdi, daha sonra küçük bir sağ partiyle birleşti. Partinin ekonomik ve sosyal politikalarını tepeden tırnağa yeniledi ve bir kez daha devlet başkanlığına adaylığını koydu. Güney Koreliler bu kez "Evet" dediler ona ve 19 Aralık 2012'de yapılan seçimde başlarına getirdiler.
Bu hikâye burada bitmez... Devamı yarın.