IRAK ÜSTÜNE (3)
1989'da yitirdiğimiz aktör, senarist, yönetmen ve ozan Orhan Murat Arıburnu'nun çok sevdiğim bir şiiri var. Topu topu altı dizelik. Başlığını ve son dizesini tersinden okumanız gerekiyor: "Zampok Eyin Pi".
Şiir şöyle: "İki canbaz bir ipte oynamaz / Bir ipte bir sürü canbaz / Hilebaz, madrabaz, kumarbaz... / İki canbaz bir ipte oynamaz / Bir ipte bir sürü canbaz / Ateşbaz, işvebaz, hokkabaz... / İp niye kopmaz / Zampok eyin pi..."
***
Ortadoğu deyince, hep Arıburnu'nun bu şiiri aklıma gelir.
Çünkü Ortadoğu bir ip. Ve üstünde yığınla canbaz.
Şimdi o canbazların bir bölümü ipin Şam'a uzanan bölümünde cirit atıyor, bir bölümü ise Bağdat'a gerilen bölümünde.
Ve onca canbazın arasında Türkiye, sirk çadırının önünde iptekileri seyrediyor. Kimini ilgiyle, kimini sevecenlikle, kimini öfkeyle...
Ama hepsiyle de iyi geçinmek zorunda. İpin kopmaması için. Yoksa maazallah...
***
Bugün, "Irak üstüne" yazıların üçüncü ve sonuncusunu yazıyorum.
Konumuz: Nerede kurulu olduğunu kolayca tahmin edebileceğiniz sirk çadırı ile Irak arasında gerilmiş ipteki canbazların marifetleri.
O ipteki canbazların hepsini saymaya kalksam yerim yetmez. Ama en önemlilerini hatırlatayım: Irak Başbakanı Nuri El-Maliki, enerjiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Hüseyin El-Şehtistani, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani. Ve elbette dev petrol grupları. Ve elbette onların arasındaki güçler ve devletler.
Referansım yine Uluslararası Enerji Ajansı'nın yıllık raporu. Diyor ki: Irak'ın 2020 hedeflerine (Not: 9 milyon varil günlük petrol üretimi, 500 milyar dolar yatırım bütçesi) ulaşabilmesinin üç koşulun üçünün de yerine gelmesi gerekiyor:
1- Petrol sektörüne bugünkünden çok daha fazla yatırım çekmek.
2- Ülkedeki en büyük petrol yataklarının bulunduğu, ancak 1980'den bu yana üç savaş ve ambargodan ağır zarar görmüş olan Basra yakınlarındaki kaynakları hızla yeniden devreye sokmak.
3- Kuzey Irak'taki petrol kaynaklarının işletilmesi konusunda Bağdat ile Erbil arasında patlak veren anlaşmazlıklara en kısa sürede çözüm bulmak.
***
İşte onca canbazın zıplayıp durduğu ip de bu üç koşul yüzünden gerildikçe geriliyor. Irak, 2020 hedeflerine ulaşmak için çok yatırım çekmek zorunda. Bu yatırımların çok büyük bir bölümünü Güney'e yönlendirmek zorunda. Kuzey Irak'la da bir şekilde uzlaşmak zorunda.
Ama özellikle ikinci ve üçüncü koşul birbirini iptal ediyor. Çünkü Güney'e yönelen petrol şirketleri Kuzey'i de joker olarak ellerinin altında tutmak istiyorlar. Maliki ise merkezi yönetimin üstünlüğü ve toprak bütünlüğü adına buna şiddetle karşı çıkıyor. Hatta, Kuzey'e yatırım yapanları Güney'den çıkarıyor.
Petrol şirketlerine gelince; Maliki'nin katı şartları (Her varil için 1.5-1.9 dolar ödüyor) karşısında Kuzey Irak'ın çok daha elverişli sözleşmeleri sayesinde yatırımlarını daha kısa sürede amorti edebilmenin hesaplarını yapıyorlar.
Bağdat ile Erbil arasındaki ip sonunda o kadar gerildi ki, kopmaya ramak kaldı. Peki Türkiye ne yapmalı? Sirkin önünde gelişmeleri izlemekle yetinmeli. İpe bir de o çıkarsa... İşte o zaman Arıburnu'nun altı dizelik şiirindeki soru yanıtını bulur. Lütfen tersinden okuyun: "Asrapok pi ay..."
Üçlemeyi noktalıyorum ama Irak uzun hikâye... Herhalde bir süre sonra yeniden döneceğim. Daha doğrusu, dönmek zorunda kalacağım..