IRAK ÜSTÜNE (2)
Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, önümüzdeki 10 yılın sonunda, daha doğrusu 2020'den itibaren global petrol üretimi ile tüketimi arasında doğacak açığı sadece ve sadece Irak'ın kaynakları kapatabilecek. Bu da Irak'ı "Dünya ekonomisinin kilit ülkesi" konumuna getirecek.
Dün "Irak üstüne (1)" başlıklı yazıda Irak'ın gelecekte ne denli önem kazanacağını bu tespitle anlattım. Dahası var...
***
4 Mayıs 2012'de İstanbul'da bir "Workshop" yapıldı. Türkçe ifade etmem gerekirse, "Beyin fırtınası" toplantısı düzenlendi. Konusu: "Iraq Energy Outlook". Dilimize çevireyim: "Irak'ın enerji görünümü".
Uluslararası Enerji Ajansı'nın başiktisatçısı ve yıllık raporlarının yöneticisi Fatih Birol başta olmak üzere dünyanın ne kadar önde gelen enerji uzmanı varsa hepsinin de katıldığı bu toplantıda, Irak'ın petrol ve gaz üretiminin orta vadede (2030'a kadar) göstereceği gelişmeye ilişkin çeşitli senaryolar ve öngörüler masaya yatırıldı. Bu çalışma daha sonra Uluslararası Enerji Ajansı tarafından kitaplaştırıldı. Alın size bu kitaptan aktaracağım bazı veriler:
Irak halen günde 3.2 milyon varil olan (İran-Irak savaşının patlak verdiği 1979'dan bu yana en yüksek düzey) petrol üretimini
2020'de 9 milyon varile çıkarmayı hedefliyor.
Daha ihtiyatlı öngörüde bulunalım: Irak günlük üretimini
2020'de 6.1 milyon, 2035'te de 8.3 milyon varile çok kolaylıklı yükseltebilir.
Krizin etkileri geçtikten sonra, dünyada petrole talep her yıl bir milyon varil/gün artış gösterecek. Bir başka deyişle, petrol üreticisi ülkelerin toplam günlük üretimlerinin her yıl bir milyon varil artırılması gerekecek. Kolay değil. Çünkü kümülatif bir artış sözkonusu. Örneğin halen 10 birim üretiliyorsa bir yıl sonra 11, onu izleyen yıl 12.1, sonra 13.3, ardından 14.6 birim üretim gerekecek. Kim karşılayacak bu artışı? Cevap: Yüzde 45'ini tek başına Irak, yüzde 42'sini diğer OPEC üyeleri, yüzde 13'ünü de OPEC üyesi olmayan üreticiler. Yani,
dünya petrol talebindeki artışın yarısını Irak üstlenecek. Bitmedi...
***
Irak'ın bilinen rezervleri 143 milyar varil dolaylarında tahmin ediliyor. Bu, daha önce yaygın biçimde paylaşılan tahmine göre yüzde 24 artış anlamına geliyor. Şehristani yeni tahminlere bile gülüyor, "Çıkın... Çıkın..." diyor.
Haklı. Çünkü Uluslararası Enerji Ajansı'nın tahminleri bile bu rakamın epeyce üstünde.
Kötü senaryoya göre 197, iyi senaryoya göre ise 232 milyar varil!
Bir ayrıntı: Rezervlerin 3'te 2'sinden fazlası, belki 3'te 2.5'i güneyde. Kerkük ve Kuzey Irak'ın diğer petrol yatakları 3'te yarım payı ya alıyor ya almıyor.
Hele
Kerkük... Dünyanın işletilen ilk petrol kaynaklarından biri olduğu için artık sağıla sağıla memesi pörsümüş yaşlı inek haline geldi.
Oysa Güney Irak öyle mi... Arabistan yarımadasının doğal uzantısı olduğu için, o coğrafyanın neredeyse tümüne yayılmış zengin yataklardan o da fazlasıyla nasibini aldı. Basra ve çevresindeki rezervler en az 5-6 kuşak yetecek.
***
Bağdat'ın nasıl bir hazinenin üstünde oturduğunu göstermek için bir örnek daha vereyim.
Irak'ın günümüzdeki petrol geliri yılda aşağı-yukarı 100 milyar dolar. Bunun 65 milyar doları devlet çarkının dönmesine ayrılıyor. Yani kamu personelinin -ki neredeyse tek istihdam seçeneği- maaşlarına, diğer rutin harcamalara, vs. Geriye yatırım bütçesi olarak 30-35 milyar dolar kalıyor.
Bir de
2020'lere bakalım. Yatırım bütçesi 500 milyar dolar tavanını delecek.
Düşünün; her yıl 500 milyar dolarlık yatırım! Yoldan köprüye, sudan kanalizasyona, okuldan hastaneye, yıkılmış kentlerin imarından yeni kentlerin kurulmasına kadar aklınıza gelecek tüm alt ve üst yapı yatırımları için her yıl 500 milyar dolar!
Bu, her yıl 500 milyar dolarlık uluslararası ihale açılması ve dünyanın tüm büyük firmalarının pastadan pay kapma yarışına girmeleri anlamına geliyor.
Irak'la, özellikle de merkezi yönetimle iyi ilişkiler kurmanın hayati önemini bilmem anlatabildim mi?
Yarın üçüncü ve son yazıyla bağlayacağım.