Norveç özellikle kriz, düşük veya yüksek yoğunluklu iç savaş, terör gibi sorunlarla boğuşan bölgelerdeki diplomatik misyonlarında "Peacemaker" uzmanları da görevlendirir.
Dilimize "Barış yapıcı" diye çevirebileceğimiz "Peacemaker"in düzgün Türkçesi, herhalde "Barış uzmanlığı" olmalı. Norveç'in dünyanın her yerine barış götürme çabası şöyle yorumlanır:
"Norveç, Protestan kültürün egemen olduğu bir ülke. Bir zamanlar Hıristiyan misyonerliği ile kendini gösteren bu kültür bugün barış misyonerliğine dönüştü."
***
Bu dönüşüm ne zaman oldu? Cevap: 1990'ların başında. İsrail ile FKÖ arasında imzalanan Oslo Anlaşmaları ile.
Evet, anlaşmaların imza töreni 13 Eylül 1993'te Beyaz Saray'da yapıldı ama metinler iki yıl boyunca Oslo'da gizlice yürütülen müzakerelerle ortaya çıktı.
Oslo Anlaşmaları'na imza koyanlardan ikisi bugün hayatta değil: İsrail Başbakanı İzak Rabin, o anlaşmaları imzaladığı için 4 Kasım 1995'te aşırı sağcı bir İsrailli tarafından öldürüldü. FKÖ lideri Yasser Arafat da 11 Kasım 2004'te Fransa'da bir hastanede hayata gözlerini yumdu. Doktor raporuna göre hastalıktan. Kimilerine göre ise zehirlenerek.
Anlaşmalara tanık veya kefil olarak imza atan dönemin ABD Başkanı Bill Clinton ise şimdi kurduğu vakıf aracılığıyla hayır işleriyle ve çevre sorunlarıyla ilgileniyor.
***
Norveç, İsrail ile FKÖ arasında ilk barış anlaşmasını gerçekleştirmenin getirdiği prestijle başka bir soruna el attı: Guatemala iç savaşı.
40 yıldan beri süren bir iç savaştı bu. 1996 başında Alvaro Arzu devlet başkanlığına seçilince, binlerce kurban alan bu çatışmaya son vermeyi öncelikli görevi olarak gördü. Seleflerinin hiçbirinin gösteremediği bir cesaretle ülkedeki en büyük gerilla grubu olan "Guatemala Ulusal Devrimci Birliği" ile masaya oturmayı kabul etti. Devletin ve örgütün temsilcileri o yılın sonunda, 4 Aralık 1996'da Oslo'da ateşkes anlaşması imzaladılar. 29 Aralık 1996'da da iç savaş defterini kesinlikle kapatan "Kalıcı barış" anlaşmasını imzaladıklarını dünyaya ilan ettiler. Guatemala o tarihten bu yana huzur içinde.
***
Başarı başarıyı getirdi: Beş gün önce Filipinler'de devlet ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasında imzalanan ve 40 yıllık iç savaşı bitiren barış anlaşması da Oslo'da yürütülen gizli diplomasinin son başarı öyküsü oldu.
***
Gerçi Sri Lanka hükümeti ile Tamil Kaplanları arasında yine Oslo'da yapılan barış görüşmeleri başarısızlıkla noktalandı ama bu sonuçta Norveç'in zerrece sorumluluğu yoktu. Tamil Kaplanları'nın talep ve koşul çıtasını çok ama çok yükseğe koymaları görüşmeleri dinamitlemişti. Sonucu malum. Sri Lanka hükümeti 2009 Mayıs'ında topyekûn bir saldırıyla sözcüğün tam anlamıyla Tamil Kaplanları'nın kökünü kazıdı.
***
Ve Norveç şimdi "Gizli diplomasi" sihirli çubuğuyla barışı getirme misyonunu bir başka diyarda sürdürüyor: Kolombiya.
Neredeyse 60 yıldır süregelen ve en az 250 bin kişinin hayatına mal olan iç savaşı bitirmek için Kolombiya hükümeti ve FARC gerillaları temsilcileri önceki gün Oslo'nun kuzeyindeki Hurdal kasabasında bir otelde bir araya geldiler. Daha doğrusu, iki günlük gizli görüşmelerin ardından birlikte medyanın önüne çıkıp ortak bir deklarasyonu açıkladılar. Bildiride iki tarafın da önümüzdeki yıl sonuna kadar kalıcı barışı gerçekleştirmeye kararlı oldukları taahhüt ediliyordu.
Hükümet ve FARC temsilcilerini Oslo'da buluşturan da Küba'nın başkenti Havana'da iki taraf arasında aylarca mekik dokuyan Norveçli "Barış uzmanları" oldu.
Kolombiya'daki barış sürecini sık sık mercek altına alacağım için bu özetle yetiniyorum.
***
Başbakan Erdoğan, "Kan duracaksa" Öcalan'la da görüşülebileceğini, Oslo sürecinin de canlandırılabileceğini söylüyor. İyi de yapıyor.
Oslo'da adeta barış tılsımı var. Korkmayalım, yeniden, yeniden, yeniden deneyelim...