İSPANYA'DA BİR YATIRIM /2
Evet, bir gün aradan sonra "İspanya'da bir yatırım" öyküsünün ikinci ve son bölümünü takdim ediyorum efendim. Okuyun ve finansal-ekonomik krizin toplumsal yaşamda açtığı yaraların derinliğini görün...
İlk yazıda Amerikalı kumarhane kralı Sheldon Adelson'un "Eurovegas" projesi için İspanya'yı seçtiğini duyurmuştum.
Adelson'un 26.6 milyar dolarlık yatırım öngördüğü her biri 3 bin odalı 12 otel, 6 kumarhane, 3 golf sahası ve 9 konser salonundan oluşacak kompleksi gerçekleştirmek için İspanyol hükümetine bir dizi koşul dayattığını da anlatmıştım:
Bedelsiz arazi tahsisi, kara para aklama yasasında değişiklik, çalışanların sigorta primlerinde, KDV, emlak vergisi, oyun vergisinde muafiyet, tesislerde sigara içme serbestisi, reşit olmayanların da kumarhanelere girebilmelerine izin gibi...
Tüm bunların karşılığında 164 bin kişiye doğrudan, 97 bin kişiye de dolaylı istihdam vaat ediyordu Adelson.
***
İspanyol basını ve bazı sivil toplum örgütleri bu vaade taktı ve Adelson'un diğer kumarhanelerinde kaç kişiye istihdam sağladığını araştırdı. Sonuç: Las Vegas, Singapur ve Macao'daki kumarhane ve otellerinde toplam 34 bin kişi çalışıyordu.
Peki, İspanya'daki tesisin üç katına bedel üç komplekste 34 bin kişi çalışırken, Madrid yakınlarında kurulacak kumar-eğlence merkezinde nasıl 164 bin kişiye doğrudan, 97 bin kişiye de dolaylı iş sağlayacaktı?
Adelson henüz bu soruya yanıt vermedi ama şartlarına bir yenisini ekledi:
Çalıştıracağı kişilerin mesleki eğitim masraflarını da İspanyol hükümeti üstlenecek!
Ne gibi eğitim verilecek? Kimilerine krupiyelik, kimilerine kat hizmetçiliği, kimilerine garsonluk...
Tabii, fahişeler de mesken tutacak Adelson'un otellerini ve kumarhanelerini ama onun eğitiminden pek söz etmiyor.
***
Neden etsin ki? Bazıları o işe soyundu bile!
Özerk Katalan bölgesinin başkenti Valencia'da geçen mayıs ayında bilbordlarda ve gazetelerde bir ilan yayınlandı: "İş garantili meslek kursu".
İki haftalık teorik ve pratik kurstan sonra, hem erkek, hem de kadın kursiyerler için işin hazır olduğu belirtiliyordu.
Eğitimi verilen meslek neydi dersiniz?
Söyleyeyim: Fahişelik!
Evet, yanlış okumadınız, gençlere fahişelik mesleğini seçmeleri öneriliyordu ilanlarda.
Suç duyurusu üstüne, Katalan yargısı olaya el koydu. Sordu, soruşturdu...
Sonuç: İlanlarda ve meslek kurslarında suç unsuru yoktu.
Çünkü İspanya'da fahişelik suç değildi.
Ya neydi suç olan? Paralı cinsel ilişkilere aracılık etmek.
Oysa kurs sahiplerinin aracılıkla en küçük ilgileri ve ilişkileri bulunmuyordu.
Onlar sadece 100 avro karşılığı mesleki eğitim öneriyorlardı.
Yargının aklamasından sonra "İş garantili meslek eğitimi" ilanları gazeteleri ve bilbordları yeniden süslemeye başladı.
İspanya'da krizin patlak verdiği 2008'den önce toplam fahişe sayısı 200 bin dolaylarında tahmin ediliyordu. 4 yıl sonra bugün en az 600 bin kadın dünyanın en eski mesleğini icra ediyor.
Hele bir meslek kurslarından mezuniyetler başlasın, hele hele bir Eurovegas kapılarını açsın, asıl patlamayı siz o zaman görün...
Ve tüm bu gelişmeler, "Opus Dei"nin en güçlü olduğu diyarda, kendini muhafazakâr diye tanımlayan partinin iktidarda bulunduğu ülkede yaşanıyor.
Söylenecek tek şey var: Tanrı kimseyi krizle terbiye etmesin...