Krizin her geçen gün daha da derinleştiği AB'yi dağılmaktan kurtarmak için sürekli senaryolar yazılıyor, modeller üretiliyor. Kimi "İki vitesli" AB'den söz ediyor, kimi "Üç eksenli" AB'den...
Neyse ki, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'in önceki gün Paris zirvesinde çizdikleri yol haritası kafalardaki bulanıklığı bir ölçüde olsun azalttı.
"Merkozy" (Not: Merkel'in ilk, Sarkozy'nin ikinci yarısı) uzlaşmasına göre, AB önümüzdeki yıldan itibaren "Matruşka"ya benzeyecek.
Hani şu açtıkça içinden bir başka bebek çıkan Rus ahşap oyuncak bebeği var ya; onun gibi bir şey olacak.
Oyuncakçıdan veya hatıralık eşya satıcısından bir "Matruşka" alacaksınız. İşte o, 27 üyeli AB.
Açacaksınız, içinden bir bebek daha çıkacak. O da 17 üyeli Euro Bölgesi.
Onu da açacaksınız, bir bebek daha. O da ekonomileri -şimdilik- sağlam olan üyelerin (Almanya, Fransa, Hollanda, Lüksemburg, İskandinav ülkeleri gibi) oluşturdukları AB içindeki AB ya da euro içindeki euro.
Onu da açacaksınız, bir bebek daha. O da Almanya-Fransa dinamosu.

***
Buraya kadar tamam. Ya da en azından artık kimse itiraz etmiyor, edemiyor.
Peki, "Matruşka"daki bebekler bitti mi? Hayır. Daha açıkçası, herkes Almanya- Fransa dinamosu bebeğinin içinde bir bebeğin daha olmasından kuşkulanıyor.
Yani, dördüncü bebeği de açacaksınız ve bir bebekle daha karşılaşacaksınız. Sadece Almanya'yı simgeleyen bir bebek. Heil Merkel!
***
İşte bu kuşkular nedeniyle ya da Alman hegemonyası korkusuyla Avrupa'da "Germanofobi" rüzgârları esmeye başladı.
Fransa'da soldan geliyor esintiler. Sosyalist Parti'nin ağır toplarından Arnaud Lontebourg'un körüklediği "Merkel Almanyası, Bismarck politikalarına dönüş yaptı" korkusu, kısa sürede Fransız kamuoyunun ciddi bir bölümünü etkisi altına aldı. (Not: Hitler'in adını seslendirmeye çekindikleri için Bismarck'ı tercih ediyorlar.)
Yunanistan'da Fransa'dan çok önce yeşerdi "Germanofobi" filizleri. "Bild" gazetesinin "Adalarınızı satın, borcunuzu ödeyin" manşeti, Merkel ve çevresinin "Biz burnumuzdan ter damlayıncaya kadar çalışıyoruz ama siz Club Med'de yan gelip yatıyorsunuz" yargısı, Atina'ya yardım paketlerinin Merkel'in bastırmasıyla halkı yoksullaştırma politikalarına dönüşmesi ve nihayet "Troyka"nın (IMF, AB ve Avrupa Merkez Bankası) Yunanistan temsilciliğine bir Alman'ın, Horst Reuhenbach'ın getirilmesi... "Germanofobi" kokteyli hazırlamak için gerçekten epey malzeme var.
Şimdi Yunanlılar, durumlarını "İkinci Alman işgali" (İlki, elbette İkinci Dünya Savaşı'ndaki işgal) diye tanımlıyorlar, Reuhenbach'a da "Gestapo'nun Atina komutanı" diyorlar; iyi mi!
Hepsi bu kadar değil; "Germanofobi" rüzgârlarından İngiltere de fazlasıyla nasibini alıyor. Örneğin, tabloid basın, Merkel yönetimini "IV. Reich" diye niteliyor, "Almanya'nın krizi Avrupa'yı fethetmek için bir araç olarak kullandığını" iddia ediyor.
***
Almanya-Fransa dinamosunu temsil eden bebeğin içinde gerçekten bir bebek daha olabilir mi?
Merak eden, açsın...