Avrupa'da kıyamet alametleri çoğalıyor. "Kıyamet"ten kastım; borç krizinin en sağlıklı sanılan ülkelere de sıçramak üzere olması ve bunun sonucu tüm "Euro bölgesi"nin iflas uçurumunun eşiğine gelmesi.
17 AB üyesinin ortak parası olan "Euro" böyle toplu iflasta ayakta kalabilir mi? Cevabını birlikte arayalım...
***
Aslında "Euro" için tehlike çanları geçen yıl çalmaya başladı. İşte AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'ün (Not: "Rampöy" diye okunuyor) tam bir yıl önce, 16 Kasım 2010'da yaptığı uyarı:
"AB olarak bir varoluş krizine yuvarlanmak üzereyiz. Euro Bölgesi'nin ayakta kalması için tüm gücümüzü seferber etmek zorundayız. Çünkü, Euro Bölgesi çökerse, AB de çöker." ***
O tarihte sadece Yunanistan ve İrlanda'da borç krizi vardı. Bir de Portekiz'de krizin ilk işaretleri. Ama yaklaşan tehlikeyi kimse umursamıyordu. Zira bu üç ülkenin AB'nin gayrisafi yurt içi hasılasındaki payı yüzde 6'yı geçmiyordu. Ancak... Dağın ardında başka kara bulutlar toplanmaya başlamıştı. Şimdi o bulutlar ufku kaplayıverdi: İspanya, İtalya ve Fransa. AB'nin gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 60'ından fazlası!
Yunanistan için son seçenek olarak, "Euro Bölgesi'nden atılır, dert biter" deniyordu.
Ya İspanya, İtalya ve virüsün sıçradığı Fransa? O yükler de Euro Bölgesi'nin sırtından atılırsa ortada Euro mu kalır? Ya da kalan para Euro mu olur?
***
O yüzden Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçen hafta bir araya geldikleri İtalya Başbakanı Mario Monti'ye "Roma'ya her türlü desteği sağlayacakları" güvencesi verdiler ve eklediler:
"İtalya çökerse Euro'nun sonu gelir..." ***
İtalya kurtulursa Euro da kurtulacak mı?
Cevap:
"Hayır. Euro'nun en fazla üç aylık ömrü kaldı!"
Bu iddialı tahminin sahibi kim dersiniz? Olivier Sarkozy. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin üvey (Baba bir, anne ayrı) kardeşi! Herhalde bir bildiği olsa gerek. Öyle ya; dünyanın en büyük yatırım fonlarından "Carlyle"in yöneticilerinden Olivier Sarkozy...
***
Euro'nun can çekişmekte olduğunu söyleyen sadece Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin üvey kardeşi değil. Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın danışmanı ve önde gelen iktisatçılardan Jacques Attali de aynı görüşte. Hatta onun biçtiği ömür daha da kısa:
"Noel'de Euro hâlâ var olacak mı?" diye soruyor Attali ve
"Yüzde 50 evet, yüzde 50 hayır" diye yanıtlıyor. "Yüzde 50 evet" ihtimalinin tutmasını ise üç koşula bağlıyor: 1- Avrupa Merkez Bankası'na Euro Bölgesi ülkelerinin devlet tahvillerini satın alma imkânının sağlanması. 2- Avrupa ülkelerinin egemenliklerinden vazgeçmeyi kabul etmeleri. 3- Avrupa anlaşmalarında AB'ye vergi koyup toplama yetkisi tanıyacak değişiklikler yapılması.
Söz yine Attali'nin: İlk koşul 5 dakikalık iş. İkincisi bir haftada yapılabilir. Üçüncüsü ise en az 6 ay istiyor. Ama sorun şu: AB'nin üç koşulu da bir arada ve hemen sağlaması gerekiyor. Yoksa duvara toslayacağız."
***
Bir ayrıntı daha: İngiliz "Mali Hizmetler Otoritesi", yani İngiltere'nin Sermaye Piyasası Kurulu, bankalara "Euro Bölgesi'nin dağılması ve Euro'nun sonunun gelmesi senaryoları için şimdiden hazırlıklarını yapmaları" talimatını verdi.
***
Ne dersiniz; Euro ayakta kalacak mı, yoksa tarihe mi karışacak? En iyisi birkaç gün beklemek. Nasıl olsa İngiliz iddia şirketleri Euro'nun kaderini de bugün-yarın müşterek bahis konusu yaparlar! Öyle ya; zaten hayatın kendisi kumar değil mi?
