Hafta sonunda Başbakan Erdoğan'la yaptığımız Doğu (Kars, Van) ve Güneydoğu (Hakkari, Şanlıurfa) gezisindeki izlenimlerimi yazmaya devam ediyorum.
Dün Hakkari'deki tabloyu aktarmıştım. Bugün Van'ı anlatacağım.
Van'dan bir zamanlar "Doğu'nun Paris'i" diye söz ediliyordu. Bugün olsa olsa "Doğu'nun Mersin'i" denebilir.
"Doğu'nun Paris'i" olduğu yıllarda Van'da az da olsa Ermeni yaşıyordu. Bugün nazar boncuğu niyetine bir Ermeni bile yok. "Ne oldular?" diye sordum kentte kaldığımız sürece bize rehberlik eden has mı has Vanlı'ya. Hüzünlü bir ses tonuyla, "İstanbul'a göçtüler" dedi.
"Doğu'nun Paris'i" olduğu dönemde Van halkı muhafazakârlığından ödün vermeden Parisli gibi yaşardı. Tertemiz bir kentte dolaşır, iyi bir evde yaşar, iyi giyinir, şık restoranlarda yemek yer, çocuklarının eğitimine çok ama çok önem verirdi.
Bugün bunların neredeyse tümü yok oldu.
O tertemiz Van şimdi pislikten, çamurdan geçilmiyor.
O güzelim evler derme-çatma gecekonduların arasında kayboldu. (Not: TOKİ'nin ve özel sektörün kentsel dönüşüm yatırımları sayesinde umarız birkaç yıl sonra eski çehresine kavuşur. Düşünebiliyor musunuz; güzergâhımız boyunca en az 50 tane rezidans inşaatı saydık.)
İyi yaşayan, iyi giyinen Vanlılar'ın da çoğu yok artık. Rehberimize yine sordum: "Ne oldular?" Derin bir iç çekti: "Çekip gittiler. Kimi İstanbul'a, kimi Ege'ye..."
Bir zamanlar çocuklarının eğitimini hayatlarının birinci önceliği olarak gören Vanlılar şimdi çocuklarını okula göndermeye çekiniyorlar. Baştan çıkar diye. "Baştan çıkmak"la, terör örgütü sempatizanlarının etki alanına girmeyi kastediyorum.
"Peki, Van neden bu kadar bozuldu" diye sordum rehberimize. Yine iç çekerek "İç göç yüzünden" diye mırıldandı. Anlattı:
1990'lı yıllarla birlikte terörle mücadele çerçevesinde köyler, mezralar boşaltılınca, ortalıkta kalanlar Van'a göç ettiler. Özellikle Hakkari ve ilçelerinden aileler değil, sülaleler, aşiretler akın etti. Hâlâ da ediyor.
Gelenler evsiz, barksız, işsiz, mesleksiz, eğitimsiz ve beş kuruşsuz.
Bu iç göçmen topluluğu Van'ın kimyasını bozdu. Dokusunu onarılmayacak biçimde zedeledi.
Bir zamanların huzurlu Van'ı birkaç yılda Türkiye'nin en güvensiz kentlerinden biri haline geliverdi.
Bir zamanlar herkesin işinde-gücünde olduğu Van birkaç yılda işsiz-güçsüz diyarına dönüşüverdi.
Göçmenler zamanla, yavaş yavaş kentte çoğunluğu ele geçirince, Van'ın siyasal yapısı da değişiverdi. Bir zamanlar merkez sağın kalesi olan kentin yönetimi şimdi BDP'de. Caddelerdeki bilbordlarda da BDP'li bağımsızların afişlerinden geçilmiyor.
"Van bitti" diye mırıldandı rehberimiz, "Van geriye dönüşü olmayacak şekilde elden gitti..."
Bu kez ben iç çektim.