Bizimkilerin pek umurunda olmayabilir ama her yaz bu günlerde dünya akademik çevrelerini, özellikle de Avrupalılar'ı sıkıntı basıyor. Hatta bu ruh hali son yıllarda siyasilere bile sıçradı.
Çünkü Şanghay'daki Jiao Tong Üniversitesi genellikle yılın bu döneminde "Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi" klasmanını açıklıyor.
Öylesine önemli ve etkili hale geldi ki bu klasman, akademisyenler yarı şaka yarı ciddi "Şanghay fobisi" diye tanımlamaya başladılar.
Evet, Jiao Tong Üniversitesi'nin 2010 klasmanı henüz resmen duyurulmadı ama dün Batı medyasına sızdı. Bize de listeyi irdelemek görevi düştü. Her yıl olduğu gibi. (Not: Geçen yıl bu konudaki yazımıza "Artık bu köşenin bir klasiği oldu. Her yıl bir yazıyı Jiao Tong Üniversitesi listesine ve üniversitelerimize ayırıyoruz" diye başlamıştık.)
Listenin tepesinde sürpriz yok: İlk 10'un 8'i yine ABD'den: Harvard, Kaliforniya, Stanford, MIT, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü, Princeton, Columbia, Chicago. İlk 10'da yine aynı iki İngiliz: Cambridge ve Oxford.
Avrupalılar'dan yine aynı tepkiler: "Hakkımızı yediler", "Daha iyisini bekliyorduk" ya da "Bu liste ölçü değil" gibi...
Kısmen haklılık payı var. Zira sıralama "Eğitimin değil bilimsel çalışmaların kalitesi" kriterine dayandırılıyor: Kazanılan Nobel ödülü ve Fields madalyası (Matematik Nobel'i) sayısı, bilimsel dergilerde yayınlanan makale sayısı. Öyle her dergide çıkan makaleler geçerli değil, ille "Nature" veya "Science"da yayınlanmış olacak.
Hiç kuşkusuz bizim üniversite camiamız da "Şanghay Listesi"ni önemsememe yaklaşımını sürdürecek. Zira 500 üniversitelik listede Türkiye'den yine tek temsilci var. Ve yine aynı temsilci: İstanbul Üniversitesi. Listenin 400-500 grubunda yer alıyor. "Nazar boncuğu"muzu, en eski, en köklü üniversitemizi kutluyoruz. (Not: İstanbul Üniversitesi, 27 Mart 425 tarihinde İmparator II. Theodose döneminde kuruldu.)
Listede bir de acı gerçek gizli: 1.3 milyarlık İslam âlemi sadece üç üniversite sokabildi: İstanbul Üniversitesi, Kral Suud Üniversitesi (300-400 grubunda) ve Tahran Üniversitesi (400-500 grubunun sonlarında). "İlim Çin'de bile olsa gidip öğreniniz" hadisi nerede kaldı?
Kızdıracak bir örnek verelim: Listede İsrail'den 7 üniversite bulunuyor. Sayalım: İbrani Üniversitesi (72. sırada), Technion- İsrail Teknoloji Enstitüsü (100-150 grubunda), Tel Aviv Üniversitesi (100-150 grubunda), Weizmann Bilimler Enstitüsü (100- 150 grubunda), Bar-Ilan Üniversitesi (300- 400 grubunda), Ben Gurion Üniversitesi (300-400 grubunda), Hayfa Üniversitesi (400-500 grubunda).
Bir de damarlara basalım: Listede krizle yoksullaşan, araştırmalara yeterli kaynak aktaramayan komşumuz Yunanistan'dan iki kurum var: Atina Ulusal Üniversitesi (200- 300 grubunda) ve Selanik Aristo Üniversitesi (300-400 grubunun ilk sırasında).
Evet, dileyen akademisyen "Şanghay Listesi"ni önemsemeyebilir. Ama hatırlatırız; klasmanı etkilemek, kulis yapmak için Avrupa'dan Jiao Tong Üniversitesi'ne akın akın bakan gidiyor. Son konuklar: Fransa, Norveç, Danimarka eğitim bakanları.
Evet, isteyen "Şanghay Listesi"ni kriter kabul etmeyebilir. Ama hatırlatırız: Çağımız bilgi çağı. Bilginin tekrar tekrar üretildiği, bilginin klonlandığı, bilgiden bilgi üretimine geçildiği çağdayız. Bu da ancak araştırmayla, bilimsel çalışmayla mümkün olabiliyor.
Jiao Tong Üniversitesi tam da onu esas alarak klasmanını hazırlıyor. Önemseseniz de, umursamasanız da...