Kuzey İrlanda'da IRA'nın (İrlanda Kurtuluş Ordusu) silahlı mücadelesi 35 yıl sürdü. PKK'nın silahlı terör eylemleri de aşağı-yukarı 30 yıldır devam ediyor.
İngiltere'de 1 Mayıs 1997'deki seçimleri İşçi Partisi'nin büyük bir çoğunlukla kazanmasıyla çatışmada yeni sürece girildi. Çünkü Başbakan Tony Blair seçim kampanyasında ve hükümet programında bu sorunu kesinlikle bitireceği taahhüdünde bulunmuştu. Taraflar arasında dolaylı görüşmeler başladı. Ama Blair'in "Olmazsa olmaz" koşulunu IRA'nın kabul etmesiyle: "Önce silahlar susacak." Sustu da. IRA silahlı eylemlerine ara verdiğini açıkladı. İngiliz ordusu da operasyonlarını durdurdu. Çünkü IRA eylem yapmayınca, operasyon zorunluluğu da ortadan kalkmıştı.
Ve 11 ay sonra 10 Nisan 1998'de taraflar "Kutsal Cuma Anlaşması" diye tarihe geçen bir uzlaşma mutabakatına imza koydular. Anlaşmanın birinci maddesinde, silahlı grupların (IRA ve Protestanlar'ın milis güçleri) silahsızlandırılması öngörülüyordu. Daha sonrakilerde ise yerel özerk parlamento oluşturulması, insan haklarının güvenceye alınması...
Bu anlaşmayla birlikte Kuzey İrlanda'da IRA tüm kadrolarına "Bundan böyle kesinlikle silah kullanılmayacak" talimatı verdi. Anlaşmada öngörülen reformlar gerçekleştirilip, geriye dönüş olasılığı iyice ortadan kalkınca da "Silahlara veda", yani tümüyle silahsızlanma kararı aldı. Tarih: 2005 Temmuz'u.
Bir süre önce Ankara'ya Kuzey İrlanda deneyini anlatması için IRA ile İngiliz hükümeti arasındaki dolaylı görüşmelerde görev almış bir uzman davet edilmişti. Anlattıklarından ne ölçüde yararlanıldı, yararlanılıyor bilmiyoruz ama PKK terörünün yeniden tırmanışa geçmesiyle birlikte sivil toplumdan yükselen çağrılar ve talepler, Kuzey İrlanda sürecinin pekala Güneydoğu'da da uygulanabileceğini, en azından denenebileceğini gösteriyor.
Yani, önce silahlar susmalı. Zira Cumhurbaşkanı Gül'ün önceki gün 17 sivil toplum örgütü temsilcileriyle yaptığı toplantıda belirttiği gibi, "Silahların gölgesinde barış olmaz."
Silahların susması için de öncelikle PKK'nın silahlı saldırılarını durdurduğu taahhüdünde bulunması gerekiyor. PKK eylemleri askıya alırsa, Silahlı Kuvvetler'in de operasyon yapmasına gerek kalmayacağı için, silahlar fiilen susmuş olur.
Silahların susmasıyla birlikte sıra iktidarın Kürt sorununun çözümüne yönelik "Demokratik açılım paketi"ni somutlaştırmasına gelmeli: Hangi reformun, hangi düzenlemenin hangi tarihte yapılacağını, hangi yasal ve anayasal düzenlemelere gidileceğini, bir takvime bağlayarak kamuoyuna ilan etmeli.
Reformların mümkün olan en geniş uzlaşmayla hayata geçirilebilmesi için iktidar Meclis'te grubu bulunan tüm partilerle diyalog kurmalı. Altını çiziyoruz; "Tüm partilerle."
Artık parlamentonun ortak iradesine dönüşecek olan iktidarın eylem planı ile partiler arası mutabakat, anlaşma denmese bile hiç değilse bir protokole dökülmeli.
Bu protokolde "Sorun"u kökünden çözecek tüm cesur kararlar açıkça, adı konarak ilan edilmeli: Türk-Kürt halklarının birlikte yaşama iradesinin tazelenmesinden anadilde eğitime, seçim barajının düşürülmesinden yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasına kadar...
Var mısınız?
Ah, bir ayrıntı: Kuzey İrlanda'da silahların susmasında ve uzlaşma sürecine girilmesinde, IRA'nın yönetici kadrolarının değişmesi "Tetikleyici" rol oynamıştı. Kandil'de de böyle bir şey mümkün olabilir mi acaba?