Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Belçika fıkrası

Duyunca çok güldük: Belçika'da 1 Ocak'tan itibaren yemek servisi yapılan otel, restoran ve kafeler de sigara yasağı kapsamına alındı. Ancak bu düzenleme az daha Flaman bölgesinde uygulamaya konamayacaktı.
Nedeni: Bir cümle. Yasanın Flamanca metninde yanlışlıkla Fransızca bir cümlenin yer alması. Flamanlar, "Dilimize nasıl Fransızca sızabilir" diye kıyameti kopardılar. Hükümetin "Hemen düzeltilecek" güvencesiyle yatışabildiler.
Bu örnek Belçika halkının iki ana unsurunu oluşturan Flamanlar ile Valonlar arasındaki dil kavgasının nerelere vardığını gösteriyor.
Mizah ya da kara mizah gibi başka örnekler de var: New York'taki Flaman turizm ofisi geçenlerde Amerikalı seyahat acenteleri ve tur operatörlerine bir davet verdi. Davetiyelerde Belçika haritası vardı. Ama biraz farklı bir haritaydı: Valon bölgesi yok edilmişti, daha doğrusu Fransa'nın bir parçası olarak çizilmişti. Belçika sadece Flaman ve Brüksel bölgelerinden oluşuyormuş gibi gösterilmişti. Dahası Flaman bölgesi de Hollanda ile birleştirilmişti. Böylece Valonlar'a "Çekip gidin, Fransa'ya bağlanın, biz de Hollanda'yla bütünleşelim" mesajı veriliyordu.
Valonlar buna başka bir haritayla misillemede bulundu: Flaman bölgesinin küresel ısınmayla suları yükselen Kuzey Denizi tarafından yutulduğu bir Belçika! Yani sadece Valon ve Brüksel bölgelerinden meydana gelen bir Belçika.

"Dil" tehlikeli bir konu
Ama sorun aslında gülüp geçilemeyecek kadar ciddi. Hatta vahim. Brüksel bölgesinin denetimi için öyle bir savaş veriliyor ki, inanılacak gibi değil. Çok da çetrefil. Anlatmaya çalışalım:
Bir Belçika'nın ve AB'nin başkenti olan Brüksel kenti var, bir de Brüksel bölgesi ya da vilayeti. Brüksel kentinde halkın ezici çoğunluğu Fransızca konuşuyor ama Brüksel iline bağlı ilçelerin pek çoğunda Flamanca üstünlüğe sahip. Flamanlar şimdi dil istatistiklerinde Brüksel kenti ile ilçelerin ayrı değerlendirilmesi için bastırıyorlar.
Çünkü Belçika anayasasına göre, Flamanlar'ın çoğunluğa sahip oldukları yerlerde eğitim, sağlık ve adalet hizmetleri Flamanca; Valonlar'ın çoğunluk oldukları yerlerde ise Fransızca veriliyor. Brüksel kentinde ise yarı yarıya. Örneğin yargıçların yarısı Flaman, yarısı Valon. Davaların yarısı Fransızca görülüyor, yarısı Flamanca!
Daha önemlisi, Flaman bölgelerinde sadece Flaman partileri seçime girebiliyor, Valon bölgelerinde ise Valon partileri.

Belçika'nın sonu göründü

Flamanlar şimdi Brüksel'in ilçelerinin kentten ayrı değerlendirilmesi talebiyle, kentin banliyöleri diyebileceğimiz bu yerleşim yerlerindeki 150 bin Valon'u bir tercihe zorlamak istiyorlar: "Ya çekip gidin ya da Flamanca hizmet alın, Flaman partilerine oy vermek zorunda kalın!"
Koyu mu koyu bir Flaman milliyetçisi olan Başbakan Yves Leterme (Not: Geçen hafta Türkiye'deydi) her türlü kriz tehlikesini göze alarak bu sorunu Flamanlar lehine çözmeye kararlı.
Böyle bir gelişmenin ya da sonucun görünmeyen sınırları görünür hale getireceği yorumları yapılıyor. Yani dil sınırının yarın-öbürgün Belçika topraklarında kurulacak iki devletin, Flaman ve Valon devletlerinin ulusal sınırlarını oluşturacağı belirtiliyor. Açıkçası, Belçika'nın tarihe karışacağından söz ediliyor.
Bir de ülkesi dağılmakta olan bir siyasiyi, Flaman kökenli Herman Van Rumpuy'ü Avrupa Birliği'nin başına getirmediler mi... Belçika fıkrası gibi!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA