Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Koleksiyon

Müzayedeyi yöneten "Yok mu artıran" diye sordu üç kez üst üste. Salondan cevap veren çıkmayınca, "Sattım" diyerek tokmağını gonga vurdu. Nedim Günsür'ün "Çardak" tablosu 70 bin liraya yeni sahibine gitti.
O tabloda Sadun Aren hocanın boğuk öksürükleri gizliydi. Ya 1993'te ya 1994'te bir akşam yemeğinde Doğu Bloku'nun dağılmasının ve komünizmin çökmesinin ardından Marksizm'in geleceğini anlatırken, sohbetini kesen öksürükler...
Yönetici "Yok mu artıran" diye seslendi salona. Yanıt alamayınca "Sattım" diyerek tokmağı bir kez daha gonga vurdu. Nedim Günsür'ün bir başka tablosu, "Karadeniz Ereğlisi" 75 bin liraya sahip değiştirdi.
O tabloda da -kulakları çınlasın- Aydın Boysan'ın nüktelerinin tetiklediği kahkahalar saklıydı. Arnavut usulü fırında kuru fasulye ve Arnavut böreği eşliğinde rakısını yudumlarken patlattığı espriler masadakileri kırıp geçirmişti. "Karadeniz Ereğlisi" asılı olduğu köşeden izlemişti hane halkının ve konukların gözlerinden yaş gelinceye kadar gülmelerini.

"Ribbon Series"
Yönetici "Yok mu artıran" diye seslendi. Yanıt alamadı. "Sattım" diye tokmağı gonga vurdu. Burhan Doğançay'ın "Ribbon Series"i 24 bin liraya alıcı buldu.
O tabloda Behice Boran'ın anıları yüklüydü. 12 Eylül'ü izleyen zor dönemdeki acısı ve hüznü. O tablonun süslediği salonda bir köşeye büzülür, gün boyu okurdu. Sessiz sedasız. Hane halkı da saygıyla ve sevgiyle ağırlardı "Çileli"yi.
Yönetici "Yok mu artıran" diye bağırdı. Yoktu. Tokmağı gonga vurdu ve "Sattım" diyerek bir tablonun daha kaderini belirledi. Adnan Çoker'in "Alt Kenarlar"ı 19 bin liraya gitti.
O tablo rahmetlinin heyecanıyla doluydu. Aldığında telefona sarılıp nasıl da coşkuyla anlatmıştı bir Adnan Çoker'i olmasını. Sonra göstermek için eve davet etmişti. Çerçevesini sevgiyle, hayır tutkuyla okşarken elleri titriyordu.
Müzayede yöneticisi yine "Sattım" diye gonga vurdu. Nuri İyem'in "Kadın Portresi" 23 bin liraya kadar yükselebilmişti.
Tablonun asıldığı yeri gözümün önüne getirmeye çalıştım. Evet, "Melankolik bir yüz ifadesiyle gözlerimizin ardındaki belirsiz bir boşluğa bakan çakır gözlü ve hüzünlü kadın" çalışma odasındaydı.

Güle güle "Lüferciler"
En çok yönetici "Lüferciler" için "Sattım" gongu vurunca kahroldum. Nedim Günsür'ün 75 bin liraya alıcı bulan o tablosu, sevgili dostumun koleksiyonunun en sevdiğim parçasıydı.
Evine her ziyaretimde mutlaka önünde durur, bakmaya doyamazdım.
Dostum? Rahmetli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina.
Ne özverilerle, kaç yılda oluşturmuştu o koleksiyonu. Önceki gün düzenlenen müzayedede dağıldı gitti.
Pilevne Bulvarı'ndaki evin bomboş kalan duvarları üşüdü.
Ve Narlıdere'deki mezardan bir sessiz hıçkırık yükseldi.
Ağladım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA