Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Tahran'dan notlar

İran ile Batı arasında nükleer bilek güreşinin iyice kritik aşamaya girdiği bir sırada Başbakan Erdoğan'la Tahran'a geldik. Ziyaretin önemini anlatmak için, Batı basınının attığı başlıklara bakmak yeterli: "Türkiye Başbakanı, İran'ın imdadına koşuyor." ("La Liberation" gazetesi)
Erdoğan bu krizde Ankara'nın bakış açısını ziyaretin arefesinde verdiği demeçlerde bir kez daha anlattı. Satırbaşları şöyle:
- Batı, İran'a karşı çifte standart uyguluyor. Nükleer programı konusunda Tahran'a baskı yapan ülkelerin hepsi de nükleer silaha sahip ve bunu inkâr etmiyor.
- İran'ın nükleer silah sahibi olmaya çalıştığı iddiaları Batılıların dedikodularından başka bir şey değil. İran sadece enerji amaçlı nükleer program yürütüyor.
- İran'a hava saldırıları düzenlemeyi düşünmek bile çılgınlık olur. Bir yandan küresel barıştan söz ederken, öte yandan 10 bin yıllık tarihi olan bir devlete karşı yıkıcı yaklaşım sergileniyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu yönetiminde yer alan bir ülkenin hükümet başkanı kamuoyu önünde böylesine açık eleştiri ve uyarılarda bulunurken, Tahran'da yaptığı görüşmelerde, "Müzakereleri sürdürün" telkininde bulundu mu; herhalde dönüş yolunda öğreniriz.

Bitmek bilmeyen pazarlık

Ancak, Batı müzakerelerin devamı için İran'dan ivedi yanıt bekliyor. Taraflar arasındaki görüşmelerin özü ve gelinen nokta özetle şöyle:
Yıllarca süren ve arada bir İsrail'in "Vururum" tehditleriyle dozu artan diplomatik sinir savaşından sonra yeni bir formül geliştirildi. Buna göre İran, zenginleştirdiği uranyumun yüzde 75'ini bu yıl sonuna kadar yurtdışına gönderecek. (Not: İran toplam 1.500 kilo uranyumu yüzde 3.5-5 oranında zenginleştirdi. Bu da, yaklaşık 1.200 kilo uranyumu teslim etmesi anlamına geliyor.)
İran'ın göndereceği uranyumlar önce Rusya'da yüzde 19.75 oranında zenginleştirilecek. Daha sonra Fransa'da çubuk, yani yakıt haline getirilip İran'a iade edilecek. Böylece İran, Tahran'daki deneme reaktörünü tıbbi amaçlı çalıştırabilmesi için gerekli uranyumu elde etmiş olacak.
Tam uzlaşmanın sağlandığı düşünülürken, İran cevabını erteledi, birkaç gün daha süre istedi. İşte o süre bugün-yarın doluyor.

Çetrefil bir dosya
Dahası arada İran anlaşma koşullarında bazı değişiklikler istedi.
Örneğin, uluslararası sözleşmeler gereğince herhangi bir uranyum teslim etmeden Tahran'daki deneme reaktörünün tıbbi araştırmalar için gerekli zenginleştirilmiş uranyum ihtiyacının karşılanmasını talep etmeye hakkı bulunduğunu iddia etti. Pek haksız sayılmaz; zira her ülke barışçıl ve tıbbi amaçlı projeleri için uluslararası pazarlardan uranyum satın alma hakkına sahip.
Tahran ardından bir öneride bulundu ve müzakereleri yürüten ABD, Rusya ve Fransa'yı yerinden zıplattı: "Yıl sonuna kadar teslim etmem gereken 1.200 kilo yüzde 3.5-5 zenginleştirilmiş uranyumun hepsini bir defada vermeyeyim. Bölüm bölüm göndereyim."
İddiaya göre, İran'ın bu yeni koşulunun ardında "Uranyumundan vazgeçmeme" niyeti yatıyor. Uzmanlar, İran'ın küçük partiler halinde uranyum göndermesinin, yurtdışına yolladığının yerine hemen yenisini koyması anlamına geleceğini öne sürüyorlar. Yani İran belki sonuçta 1.200 kilo uranyum gönderecek ama aradaki sürede en az o kadar uranyumu yüzde 3.5-5 zenginleştirip stoklarını korumuş olacak.
Görüldüğü gibi olağanüstü teknik, inanılmayacak kadar çetrefil ve insanın içinde kaybolacağı bir dosya bu.
Peki İran'ın programı gerçekten nükleer silaha ulaşmayı hedefliyor mu? Hedefliyorsa, ne kadar sürede başarabilir?
Genel kabul gören yanıt: İsrail'in ortalığı velveleye veren iddialarının aksine İran'ın şimdilik nükleer silaha sahip olma amacı yok. Ama böyle bir şeyi kafasına koyarsa, 18 ay sonra hedefine ulaşabilir.
Biz bu yazıyı hazırlarken İran Dışişleri Bakanı Manuşehr Mottaki koşar adımlarla kalmakta olduğumuz otelden çıkıyordu. Bu telaş niye acaba? Zamana karşı bir yarış mı veriliyor?
Dedik ya; yanıtlarını ancak Başbakan Erdoğan'dan öğrenebileceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA