Rahmete kavuşmuş meslek büyüğüm Cemil Devrim'den aldığım ilk gazetecilik dersini asla unutamam: "Okurun gözünde gazete ile ev arasında hiçbir fark yoktur. Bu altın kuralı sakın aklından çıkarma."
Sonra da anlatmıştı: "Bir insan gecenin bir vaktinde evine dönünce, kapıyı açtıktan sonra yaptığı ilk hareket, elektrik düğmesine uzanmaktır. Işığı yakacak ki, duvarlara çarpmadan içeri girebilsin. Aynı şekilde salonda, odalarda, mutfakta, banyoda dolaşabilmesi için de her birinde elektrik düğmesinin yerinde olması gerekir. Yerinde olmalı ki, elini uzatıp ışığı yakabilsin.
Bir an evin sahibinden habersiz elektrik düğmesinin yerinin değiştiğini düşün. Adam gece evine dönecek, kapıyı açacak ve elini ezbere bildiği yere uzatacak. Ama elektrik düğmesi yok! Önce şaşıracak. Daha sonra el yordamıyla düğmeyi aramaya başlayacak. Bulamazsa felaket. Bulursa 'Kim bana sormadan düğmenin yerini değiştirdi' öfkesi...
İşte gazete de aynen böyledir. Her sayfa ya bir odadır, ya salon, ya mutfak, banyo... Okur onlarda, neyi nerede bulacağını ezbere bilir. Sen bir sayfada ya da sayfalarda köklü değişiklikler yaparsan, onları adeta bambaşka bir gazetenin bölümlerine dönüştürürsen, okur elektrik düğmesinin yerini bulamaz. Önce şaşırır, sonra yorulur, daha sonra bırakır."
İlk Genel Yayın Yönetmenim olan Cemil Devrim'in öğütlerine meslek hayatım boyunca hep bağlı kaldım.
Değiştirmeden yenilemek
Ancak bu altın kural, sayfalara zinhar dokunulmayacak anlamına gelmiyor. Tıpkı evin mobilyalarını yenilemek veya aksesuarlarla daha hoş hale getirmek gibi, gazetede özüyle oynamamak koşuluyla değişiklikler, yenilikler yapılabilir. Mutlaka yapılmalı da.
İşte bir süredir arkadaşlarımla birlikte SABAH'ta ufak-tefek ama hoş ve ilgiyle karşılanan yenilikler yapıyoruz.
Örneğin, bulmaca ekimizdeki İngilizce bulmaca bunlardan biri. (Not: "New York Times"in bulmaca editörü -ki bu alanda onun üstüne biri yok- Will Shortz, İngilizce bulmacamızı hazırlayan ekibe, "Çok başarılı bir iş çıkarıyorsunuz. Kutlarım" mesajı gönderdi.)
Günaydın ekimizdeki yemek tarifleri köşesinde de hınzırca bir yenilik yaptık: "Yaz bekârları için kolay yemek tarifleri".
Dış Haberler Servisi'nden Şule Güner'in "popüler tarih" çalışmaları da iki haftadır, Pazartesi günleri sayfalarımıza ayrı bir tat katıyor. Bugün yayınladığımız "Süt kutusundaki kayıp çocuğun öyküsü"nü okumanızı tavsiye ederiz. Beğeneceksiniz.
Ve nihayet bugünden itibaren Günaydın ekimizdeki magazin sayfalarını yeni bir anlayış ve tasarımla hazırlamaya başladık. "Yaz esintileri" başlığıyla. Tatil beldelerindeki yaşamı evinize getirmek için.
SABAH'ın içeriğini daha da zenginleştirmek ve çeşitlendirmek, böylece daha uzun süre elinizde kalmasını sağlamak için daha epey projemiz var. Az sonra... Bizi izlemeye devam edin. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hafta dileğiyle...