Bugünlerde okuduğumuz haberler bize Fransa'nın Aşağı Normandiya bölgesinde, Manş kıyısında yer alan Saint-Michel Dağı'nı çağrıştırıyor. (Hayır, görmedik ama biliyoruz.)
Üstünde 500 yıllık manastırın yükseldiği bu tepe dünyanın en güçlü gelgit hareketine sahne olur. O kadar ki, deniz yükselmeye başladığında, dörtnala koşan bir atı bile geçen hızla manastırın surlarına ulaşır.
Peş peşe gelen haberler de yüzyılın krizinin Saint-Michel sularının hızıyla ekonominin kalbine ilerlediğini gösteriyor.
İhracat yılın son ayında 2007 Aralık'ına göre yüzde 25 azaldı. Bir önceki ay da 2007 Kasım'ına göre yüzde 17.5 düşmüştü. 2009'un tümü için de yüzde 17 gerileme öngörülüyor. Dünya Bankası iktisatçılarından Hans Timmer, 1982'den bu yana ilk kez bu yıl küresel ticaretin daralacağını açıkladı. Dünya genelinde talebin gerilemesinin yanı sıra ihracatın finansmanında karşılaşılacak güçlüklerden de kaynaklanan ve en az yüzde 2.1 oranında olması beklenen küçülmeden tüm ülkeler nasiplerini alacaklar.
İhracatın, dolayısıyla talebin azalması demek, işsizliğin artması demek. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) krizin gelişmiş ülkelerdeki işsizler ordusuna 3 milyon kişi daha ekleyeceğini tahmin ediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü ise gelişmekte olan ülkelerde 20 milyon kişinin işini yitireceğini belirtiyor.
Kriz Türkiye'de, sendikalara göre, 6 ayda 100 binden fazla çalışanı işinden etti. İstanbul'da, Denizli'de, Kayseri'de, Gaziantep'te, İzmir'de, Konya'da ama özellikle de otomotiv sektörünün ana üssü Bursa'da.
Ve hazin bir örnek istihdamdaki kanamanın bu yıl daha da hızlanacağını gösteriyor.
Bursa'nın Orhangazi ilçesinde kurulu "Componenta Dökümcülük" ( Eski "Döktaş") geçen yaz "Krize meydan okuyacağız" diyerek 27 milyon avroluk yeni yatırım kararı aldı. Fabrikada örgütlü Türk Metal İş Sendikası yöneticileri daha geçen ay kendilerinden son derece emin olarak, "Her fabrika işçi çıkarabilir ama Componenta asla bir kişiyi bile feda etmez" diyorlardı.
Şirket Orhangazi ve Manisa'daki fabrikalarında traktör ve iş makineleri için pik döküm ile otomotiv sanayii için alüminyum jant üretiyor, yüzde 65'ini ihraç ediyordu. Kriz tüm dünyada otomotiv sektörünü vurunca 2050 kişinin çalıştığı Componenta da bir yere kadar dayanabildi. Önce üretimine ara verdi. İşe yaramadı. 150 kişi çıkarıldı. Yeterli olmadı. Ve dün 275 işçiyle daha vedalaşıldı. Bursa'da 55 bini geçtiği tahmin edilen kriz işsizlerine böylece 425 kişi daha katılmış oldu.
Önlem alınmazsa durum daha da kötüye gidecek. Zira otomotiv fabrikaları artık ayda sadece biriki hafta işbaşı yapacak. İyice azaltılacak olan üretim de müşteri bulamazsa, kaçınılmaz olarak, daha radikal kararlar gündeme gelecek.
Sosyal riski yönetebilmek
Her yeni işsiz, "Sosyal risk"in bir derece daha yükselmesi anlamına geliyor. Bu riski besleyen bir kaynak daha var: Kriz nedeniyle gelirleri azalan devletlerin ve yerel yönetimlerin başta sağlık ve eğitim olmak üzere sosyal hizmetlere yaptığı harcamaları kısmak zorunda kalmaları. Bu da işsizliğin yanı sıra bir de yoksulluğun artmasına neden olacak.
Sonuç? Toplumlarda yabancı düşmanlığı yayılacak, yabancı işçiler genel hoşnutsuzluğun hedefi olacak. Bir de her kriz döneminde olduğu gibi suç patlaması yaşanacak. Sadece Batı'da değil, Türkiye'de de bu tehdit pusuda bekliyor. Ve herkes başının çaresine bakmaya çalışıyor. Nasıl mı? Buyurun.
Şu sıralar özel güvenlik hizmeti veren kurumlara akın var. İşini yitiren özel güvenlikçi olmak için kapılarına dayanıyor. Krizin sosyal yansımalarından kaygılanan firmalar da özel güvenlikçi talebini artırıyor.
Verilere göre, Türkiye'de özel güvenlik şirketi sayısı 1.500'e yaklaştı! Özel güvenlik hizmeti alan şirket sayısı ise 40 bini geçti. Halen 300 bini aşkın kişi özel güvenlikçi olarak ekmeğini kazanıyor. Bu, Emniyet teşkilatının (186 bin polis var) çok üstünde bir özel ordu demek. Hızla büyüyen bir özel ordu: Sayıları bu yıl sonunda 600 bini bulacak, yani ikiye katlanacak ve böylece Türk Silahlı Kuvvetleri mevcuduna yaklaşacak. 2010 sonunda ulaşacakları rakam ise 800 bin! Yani Türk Ordusu'nun da üstünde bir güç!
"Krizi fırsata dönüştürmek" bu olsa gerek!