Başbakan Erdoğan'ın dün yayınladığı genelgeyle konuşma dilimize yabancı bir sözcük daha girdi: Pandemi.
Bulaşıcı bir hastalığın "Küresel çapta" salgını anlamına geliyor.
Zaten genelge de "Küresel kuş gribi salgını" önlemleriyle ilgili: Mevcut sağlık kurumlarının yetersiz kalması durumunda hastaneye dönüştürülecek kamu binalarının tespit edilmesi, her il için ayrı "Pandemi planı" hazırlanması, Başbakanlık Kriz Merkezi ile illerdeki kriz merkezlerinin şimdiden kolları sıvamaları gibi...
Ürkütücü ama toplumu uyarma açısından yararlı, hatta zorunlu bir girişim. Çünkü 10 ay önceki paniği neredeyse unuttuk.
Oysa kuş gribi sinsice yayılıyor : Geçen Nisan'da 45 olan hastalığın görüldüğü ülke sayısı şimdi 55'e çıktı. Ölü sayısı 141'e, itlaf edilen hayvan sayısı 220 milyona ulaştı!
Dahası BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Kafkaslar'dan Balkanlar'a kadar uzanan coğrafyayı Avrupa'da yeni salgın tehlikesinin en yüksek olduğu bölge gösterdi. Yani bizim buraları!
"Pandemi"nin bilançosu
Ayrıca başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere tüm uluslararası kurumlar, küresel salgın olasılığını son derece ciddiye alıyor, boyutları ve olası bilançosuyla ilgili tahminler yapıyorlar.
Dünya Bankası'nın "felaket senaryosu"na göre, salgında dünya nüfusunun en az yüzde 1'i ölecek. Bu da 70 milyon kişi demek! Türkiye nüfusu kadar!
Dünya ekonomisinin zararı ise 1 trilyon 250 milyar doları bulacak. Bu da 40 trilyon olan dünya gayri safi hasılasının yüzde 3'ü anlamına geliyor.
Türkiye'nin tahminleri de hazır. Sağlık Bakanlığı'nın "İnfluenza pandemisinin muhtemel etkileriyle ilgili senaryo" başlıklı belgesinde, salgının şiddetine göre bir dizi veri sıralanıyor: Hafif atlatılırsa 3.6 milyon kişi hastalanacak, 133 bini ölecek. Orta şiddette salgın 10.8 milyon kişiyi etkileyecek, 399.600'ü kurtarılamayacak. Ağır salgının bilançosu ise ürkütücü: 18 milyon hasta, 666 bin ölü!
Ulusal Pandemi Planı
Bu kadar korkuttuktan sonra biraz da iyi haber verelim:
*FAO hastalığın görüldüğü ülkelerde virüs bulaşan kümes hayvanı sayısında düşüş belirledi. Kuş gribiyle önleyici mücadelede sonuç alınmaya başlandığı anlamına geliyor.
*ABD Bilimler Akademisi, laboratuvar deneylerine dayanarak, kuş gribinin insandan insana geçmesi olasılığının korkulandan daha az olduğunu açıkladı.
*"Nature" dergisinin son sayısında yayınlanan bir grup İngiliz bilim adamının araştırmasında, kuş gribine yol açan H5N1 virüsünün "yumuşak karnı" nın bulunduğu duyuruldu: Mikrobun yapısında 1 nanometre (milimetrenin milyonda biri) uzunluğunda ve 0.5 nanometre genişliğinde boşluk var. Anlamı: Orayı hedef alacak ilaçlarla, virüs etkisiz duruma getirilebilir.
Bu umut verici gelişmelere rağmen, kötü olasılığa göre hazırlanmak en doğrusu. "En kötü"yü merak edenlere adres verelim: Sağlık Bakanlığı internette kuş gribiyle ilgili özel site açtı: "www.grip.saglik.gov.tr" Oraya girerseniz, 160 sayfalık "Ulusal Pandemi Planı"nı göreceksiniz. Açın ve hemen başında yer alan Dünya Sağlık Örgütü'ne dayandırılmış senaryoyu okuyun.
Bir ayrıntı daha: Göçmen kuşların taşıyıcı mı, yoksa kurban mı olduğu belirlenemedi. O nedenle Sibirya'dan Afrika'ya uzun yolculuğa çıkan ve bugünlerde yurdumuz üstünden geçmeye başlayan kuşlara kötü gözle bakmayın...
Mısır akbabası, yılan kartalı, bozkır delicesi, tavşancıl, kerkenez, sumru, flemingo, yaban kazı, kara leylek, arı şahini, orman kartalı, kara çaylak, kırlangıç, turna sürüleri bırakın kanat çırpsınlar. Süzülerek, özgürce...
İnsanın hiç bir zaman yakalayamayacağı yapıcı özgürlüğe ve ahlak anlayışına sahip onlar... Bırakın uçsunlar...