Polonyalı ikizler, AB'nin korkulu rüyası haline geldi... İ k i z l e r ? Geçen yıl Devlet Başkanlığı'na seçilen 57 yaşındaki Lech Kaczynski ve geçen ay (19 Temmuz'da) Başbakanlığa getirdiği ağabeyi (ondan 45 dakika önce doğdu) Jaroslaw Kaczynski.
İkisi de dindar, İncil ahlakına bağlı, ulus devletçi, milliyetçi...
Bu görüşleri ve inançları doğrultusunda, Brüksel'in karnına bakın ne ağrılar soktular:
*Devlet kadrolarını komünist rejim işbirlikçilerinden temizlemek gerekçesiyle Dışişleri Bakanlığı'ndaki tüm AB yanlılarını safdışı bıraktılar.
*Özelleştirmelere son verdiler, önemli kamu işletmelerine yandaşlarını atayarak dizginleri ellerine aldılar.
*Tüm bakanlıklarda kilit noktalara inançlarını paylaşanları getirdiler.
*" Zloti (ulusal para) çok daha uzun süre egemenlik simgemiz olacak " diyerek Polonya'nın Avro bölgesine katılması planını dondurdular.
*" Ulus devletin demode bir kavram olmadığını " savunarak, AB'den farklı dış politika izleyeceklerini ilan ettiler.
*" Polonya Anayasası evlilik aktinin ancak kadın ile erkek arasında yapılabileceğini öngörüyor " gerekçesiyle, eşcinsel evliliklerine izin vermediler. Dahası "Gay Pride" gibi eşcinsel gösterilerini yasakladılar, AB baskısıyla yasaklayamadıkları zaman polis marifetiyle dağıttılar...
Sonunda AB'nin sabrı taştı. Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso bu ay Varşova'ya yapacağı ziyareti iptal etti. AB üyelerinin birçoğunun bakanları da.
Sen misin tecrit etmeye kalkan? Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski akla bile getirilemeyecek bir taleple AB Komisyonu'na dayandı:
"İdamı geri getirmek istiyoruz. AB çapında kampanya için destek bekliyoruz!"
Komisyon üyeleri neredeyse bayılacaklardı. Kendilerine gelmeleri epey sürdü ve önceki gün sözcüleri Steffan de Rynck'le yanıtı ilettiler: "İdam cezası AB değerleriyle bağdaşmaz!"
Şükür Türkiye kurtuldu
Polonyalı İkizler, 1989'da kaldırılan idamı bazı adi suçlar için istiyorlar. Örneğin, Avrupa'da son zamanda epey artan çocukların tecavüz edilip öldürülmeleri türünden iğrenç suçlar için.
(Gerçi Kaczynski kardeşlerden önce de bu konuda bazı çıkışlar ve girişimler olmadı değil: Fransa'da iktidar partisi UMP'den bazı milletvekilleri kamu vicdanında infial uyandıran suçlara idam öngören öneri verdiler. Belçika ve Hollanda'da da benzer teklifler yapıldı. İtalya eski Başbakanı Silvio Berlusconi idam cezasını desteklediğini açıkladı.)[
Şükür Türkiye adi suçlara idam ayıbından 2002'de kurtuldu.
(Konya'da 2 çocuğa tecavüz edip öldüren A. K. T. hücresinde atletiyle kendini ranzaya astı: 16 Temmuz 2006.
Isparta Cezaevi'nde E. Y. hücresinde iple intihar etti. Bir çocuğa tecavüzden hüküm giymişti: 16 Haziran 2006.
Bolu Cezaevi'nde Y. U. çamaşır ipiyle intihar etti. 3 kişinin katiliydi: 11 Temmuz 2006.
Edirne Cezaevi'nde Ş. G. koğuşun kalorifer borusuna bağladığı iple intihar etti. Tecavüz sanığıydı: 18 Şubat 2006.)
Türkiye yasalarındaki -savaşta işlenenler dahil-her türlü idam cezası ayıbını da 2004'te hukuk tarihi çöplüğüne gönderdi.
(İki banka güvenlik görevlisini öldüren Ö: U. Merzifon Cezaevi'ndeki koğuşunda çarşafla intihar etti: 29 Kasım 2005.
Kayseri'de bir PTT veznedarını öldüren C. Y. "vicdan azabı"nda dayanamayıp kendini astı: 2 Haziran 2006. Sokakta infazlar mı? Kan davası efendim veya namus temizliği!)
Türkiye ceza hukukunu ölüm cezası gölgelerinden temizleyerek Avrupa değerlerine tam uyum sağladı. Şimdi Polonya idamı geri getirmek istiyor. Ne kadar ayıp ve çağdışı...