O, iktidarı ele geçirmesinden 47 yıl sonra bile üstünden çıkarmadığı haki gerilla üniforması ve orman misali sakalıyla, "Romantik devrimciler"in kahramanı.
O, sağlık ve eğitim alanlarındaki müthiş başarılarıyla (bebek ölümlerinde binde 6 ve okuma-yazmada yüzde 99.99 ile dünya rekorunu elinde tutuyor), 17'nci yüzyıl İtalyan düşünürü Tommasa Campanella'nın "Güneş Devlet" ütopyasına inananların peygamberi.
O, "Kuzeydeki küçük komşumuz" diye alay ettiği ABD'nin kendisini devirmeyi başlıca hedefleri yapan 9 başkanını Beyaz Saray'dan uğurlayan, Golyat'a diz çöktüren Davut.
Elbette, Küba lideri Fidel Castro'dan söz ediyoruz. 80'ine basacağı 13 Ağustos'a iki hafta kala "Akut bağırsak rahatsızlığı"ndan bir dizi karmaşık ameliyat geçiren ve ilk kez yetkilerini "Geçici olarak" 75 yaşındaki kardeşi ve rejimin iki numaralı adı Raul Castro'ya devreden Fidel Castro'dan.
"İlk kez" diyoruz, çünkü geçmişte yaşlanmanın yol açtığı -kaçınılmaz- kazalarda bile ipleri bırakmadı.
Örneğin 23 Haziran 2001'de Havana'da kızgın güneşte yaptığı uzun konuşmada (2 saat) kürsüde yere yığıldı. 13 dakika sonra kendine geldiğinde yeniden mikrofona koştu ama ses düzeninin kesildiğini ve alandaki kalabalığın evlerine gönderildiğini öğrenince küplere bindi.
20 Ekim 2004'te Santa Clara'da bir başka uzun konuşma sonrası kürsüden inerken tökezledi: Sol dizi 8 yerinden kırıldı, sağ bileği burkuldu. Yatakta alçılarlageçirdiği birkaç hafta sonrası sapasağlam işine döndü..
O kazada ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması unutulacak gibi değildi: "45 yıldır Castro'nun düşmesini bekliyoruz ama böyle bir düşüşü doğrusu düşünememiştik!"
600'ü aşkın girişim
Aslında bu "mizahi" açıklamanın satır aralarında bir itiraf gizliydi: ABD, Castro'yu devirmek, hatta ortadan kaldırmak için akla gelebilecek her türlü yolu ve yöntemi denedi: Suikast, istila, abluka, nükleer tehdit, biyolojik savaş (1971'de adaya domuz vebası mikrobu soktu, Küba 500 bin domuzu itlaf etti), iç kargaşaBu girişimlerin sayısı 600'ü aşıyor!
CIA, Castro'yu "imha" için tüm yaratıcılığını kullandı: Dolmakalemine zehirli mürekkep doldurmaktan, purosuna patlayıcı koymaya kadar. (Üstelik bu yöntemler resmen belgelendi: 1975'te Senatör Frank Church başkanlığındaki komisyonun raporuyla...) Hazır konuyu ABD Kongresi'nde 47 yıl boyunca tartışılmış sayısız Küba raporuna getirmişken, sonuncusundan da söz edelim.
Geçen Mayıs'ta Beyaz Saray, bir Küba raporu daha yayınladı. 500 sayfalık belgede Castro yönetiminin çöküşün eşiğine geldiği, biraz daha baskıyla, "Mutlu son"a ulaşılacağı iddia ediliyor ve ekleniyor:
"Fidel Castro yaşamının sonuna yaklaştı. Yerine kardeşi Raul Castro geçecek. ABD'nin ilk hedefi, Küba halkına ve uluslararası topluluğa çağrıda bulunup, bu yönetim devrini önlemek, demokratik bir hükümet kurulmasını sağlamak olmalı."
Ancak kimse önemsemedi. Raul Castro da Irak, Afganistan, İran, Kuzey Kore, Lübnan krizleriyle çıldırma noktasına gelen Beyaz Saray'a nanik yaparak dizginleri devraldı.
Hayranlarının ölümünden, düşmanlarının ise ölmemesinden korktukları Fidel Castro son demeçlerinden birinde, "Bush'u mutlu etmeye niyetim yok" demişti. 2 yıl daha direnirse, eskittiği ABD başkanları koleksiyonuna, 10'uncusunu ekleyecek.
Direnemezse, yerini ABD'nin yeni belalıları alacak: Venezuela lideri Hugo Chavez. Ya da Bolivya lideri Eva Moralez. Ya da...
Latin Amerika'da Fidel'ler mantar gibi çoğalıyor!