Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Babam uyarılarımı iş işten geçince anlıyor

SELİM Yaşar aradı, "Savunma hakkımı kullanabilir miyim" diye sordu. Bu konuda kuşkuya düşmeniz bile bizi üzer" dedik. O da anlattı:

1981 ile 2000 arasında 20 yıl süreyle Yaşar Holding'te çalıştım. Sigortalı olduğum için biliyorum, geceli-gündüzlü, bayram-tatil demeden 7400 günü aşkın süreyle hizmet vermişim.

Boya fabrikalarının teknolojisini ben yeniledim, Nazilli'deki Madran kaynağını Pınar Su'ya ben kazandırdım, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ndeki arıtma tesisini ben yaptım.

Boya grubu başkanlığını yürüttüm, dış ticareti organize ettim, yiyecek ve içecek grubunu tepeden tırnağa yeniden yapılandırdım. Bimpaş, Yasaş, DYO, Tuborg çeşitli dönemlerde benim sorumluluk alanlarıma girdi. Hepsinden alnımın akıyla çıktım Hepsini de iyi karlılık düzeylerine getirdim.

YAŞARBANK HATAYDI
2000 yılı başında hep çocuk yerine konmaktan bıktığım, hatta isyan ettiğim için ayrıldım. Babamın o tarihte CEO olarak Yaşar Holding'in başına Ünal Korukçu'yu getirmesi ve "Ona bağlı olarak çalışacaksın" demesi bardağı taşıran damla oldu. Babam çok yalvardı, çok dil döktü dönmem için, "İyi bir yönetim için yetki verdiğinizde geri gelirim" dedim ve arkama bile bakmadan çıkıp gittim.

Benim üstüme getirdiği İş Bankası eski Genel Müdürü Ünal Korukçu ile 3 yıllık sözleşme imzaladı ama 2.5 yılın sonunda işine son verdi. Ege Gübre'yi değerinin yarısına satması onun da sonunu getirdi.

Aslında babamın Sami Erdem ile başlayan, Fehmi Gültekin ile devam eden ve bugün de isimleri değişik ama çizgileri, zihniyetleri aynı insanlarla sürüp giden, bizden çok daha yüksek maaşlı "Evet efendimciler"le çevresi kuşatıldı. Doğruları değil, Selçuk Bey'in hoşuna gidecek şeyleri söylüyorlardı. Başımıza ne geldiyse, onlar yüzünden geldi.

Örneğin ben önce bankacılık sektörüne girmeye karşı çıktım. Buna rağmen Tütünbank satın alınınca adının değiştirilip "Yaşarbank" yapılmasına şiddetle itiraz ettim. Dikkatinizi çekerim; ailemizde babamın dışında yalnızca benim soyadım Yaşar. İnsan kendi adını, soyadını bankaya verir mi, verirse güven sağlayabilir mi?

Babama sayısız kez "Tütünbank kötü yönetiliyor" uyarısında bulundum. Ancak o çevresindeki malum kişilerin "Tütünbank'ı ya da yeni adıyla Yaşarbank'ı Türkiye'nin ilk 10 özel bankası arasına sokacağız" hikayelerine inandı. Nasıl inandı, hala şaşıyorum.

40 ŞİRKET 20'YE DÜŞTÜ
Çünkü ilk 10'a girmesi için bankanın kasasına büyük paralar koymak lazımdı. Oysa bizde para yoktu. Nitekim, denizin bitmek üzere olduğu görülünce, babam holding şirketlerine salma çıkardı. Sen 1 trilyon vereceksin, sen 5 trilyon gibi.. Neymiş, bankaya 100 milyon dolar taze para konacakmış. Dikkatinizi çekerim; bu dediğim 1994'te oluyor. O zaman 1 trilyon, 5 trilyon büyük para. Karşı çıktım, bu salmalarla grubun diğer şirketlerinin kanını, canını bankaya aktarmaya kalktığını söyledim. Dinletemedim.

Sonra ne oldu? 100 milyon doları koyduktan 5 yıl sonra banka Fon'a geçti. Bankayla birlikte yurt dışındaki 7 iştiraki de gitti. Ardından kamu bankalarına 200 milyon dolarlık borç çıktı. Onları ödemek, kapatmak için 160 milyon dolarlık mal satıldı. Ege Gübre o yüzden gitti, Tuborg o yüzden devredildi. Sonuç olarak 40 şirketten 20'ye düştük. İddia ediyorum; babam tavsiyelerimi zamanında dinlemiş olsaydı, en azından bugün 40 şirketimizi korumuş olacaktık.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA