KKTC'de "Annan Planı temelinde 1 Mayıs'tan önce Kıbrıs sorununu çözmeyi" hedefleyen CTP-DP koalisyonu işbaşı yaptı. Hayırlı olsun. Hükümetin ilginç bir özelliği var: 9 bakandan 8'i parlamento dışından atandı. (Başbakan Mehmet Ali Talat yurtdışına çıkışlarında vekalet vermek için bir bakanını CTP milletvekillerinden seçti.) Böylece KKTC yürütmede ABD modelini deneyecek. Aslında bu konu zaman zaman Türkiye'de de gündeme geliyor ama saman alevi gibi sönüyor. Yasama ile yürütmeyi koparmaya dayalı iki model var: Biri bakanların Kongre dışından atandığı, üst bürokrasinin de yönetimle gidip geldiği ABD sistemi. Diğeri "yedek milletvekilliği" ne dayalı Fransa modeli. Özal, ABD modelini tartışmaya açmıştı, siyasete dönseydi programına alacaktı, ömrü vefa etmedi. Fransız modelinin destekçisi daha çok. Örneğin 1993'te Ecevit, ara seçimlere son verilmesi için yedek milletvekilliği önerdi. 2001'de Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk aynı yönde çağrı yaptı. Başbakan Erdoğan ise karmacı: Üst bürokraside ABD, Meclis'te Fransız modelini savunuyor. Geçen hafta devamsız milletvekillerinden yakınırken "yedek milletvekilliği" getirilebileceğini söyledi. Bunun gözdağı mı, yoksa gerekli bir reformun ilk mesajı mı olduğunu Anayasa, Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları paketinde göreceğiz. Dileriz ciddidir.