İslam coğrafyasında demokrasi ve insan hakları mücadelesi verenlere bugün can simidi uzatılıyor: Oslo'da İranlı bayan hukukçu Şirin Ebadi'ye Nobel Barış Ödülü törenle veriliyor. 56 yaşındaki Ebadi, bu ödülü kazanan 11'- inci kadın ama ilk Müslüman kadın. Ondan önce iki Müslüman daha Nobel Barış Ödülü aldı, ikisi de erkekti. Ebadi tören için yola çıkarken mollalar "Orada başını açarsan sonucuna katlanırsın" diye tehdit ettiler. Ancak o gözünü bile kırpmadan "Başım açık olarak ödülü alacağım" cevabını verdi. Dediğini de yaptı; Oslo'ya iner inmez türbanını çıkardı. O sırada Tahran Üniversitesi'nde öğrenciler dini lider Ayetullah Hameney'i kastederek "Diktatöre ölüm", "Baskıcı rejim istemiyoruz" diye haykırıyorlardı. Ebadi, Türkiye saati ile 13.30'da diploma, altın madalya ve 10 milyon İsveç Kuronu (1.12 milyon Euro) tutarındaki çekten oluşan ödülü Nobel Komitesi Başkanı Ole Mjoes'in elinden aldıktan sonra Norveç Başbakanı Kjell Magne Bondevik ile bir araya gelecek. Mesleği rahiplik olan Bondevik, bu ödülün sadece İran'da değil, Ortadoğu'da, hatta İslam dünyasında insan hakları savaşçılarını yüreklendireceğini umuyor, "Dini çok sık olarak sorunların kalbinde görüyoruz. Bunu değiştirmek ve dinin çözümün kalbinde olmasını istiyoruz" diyor. İranlı reformcular ve rejim muhalifleri Nobel Barış Ödülü sayesinde dokunulmazlık kazandığına inandıkları Ebadi'yi bayrak, hatta kahraman yapmak istiyorlar. Ama o buna şiddetle karşı çıkıyor. Gerekçesi çok önemli: "Özgürlükler gümüş tepside sunulmaz. İnsanlar hakları için bizzat mücadele vermeli..." Şurası kesin; tarih bugünü İslam dünyasındaki kaçınılmaz gelişmelerin önemli bir kilometre taşı olarak gösterecek...