Sabahları basın taramasına bizim gazeteden başlarım tabii. Dün de öyle yaparken baktım, üçüncü sayfada Engin Ardıç evladım nüfusumuzun yaşlanmasından yakınıyor.
"Ortalık bizim gibi moruklara kalacak" demez mi!
İsyan ettim.
"Sen de mi Brutus bre Engin? Kendine öyle dersen ben hemen Arkeoloji Müzesine taşınayım!"
Yatışınca devam ettim yazıyı okumaya:
"'Söyle o padişaha, benim belime güvenip ona buna savaş ilan etmesin' diyen adamın fıkrası gibi, bu saatten sonra bu konuda bize hiç güvenmeyiniz. (Refik Bey hariç.)"
Çok güldüm.
Bol kırışık sahibi olmuşken 12 yaşında ikizlerin de babası olmamı üreme merakımın belirtisi sayan dostlar böyle takılıyorlar. Ama hemen açıklayayım: Refik Beye de güvenilmesin!
Madem ki şaka yollu da olsa gündeme geldi, konunun pratik deneyimlisi sıfatıyla ciddi görüşümü kamuoyu yararına sunayım.
Erkeğin ileri yaşta çocuk yapması olayına magazin habercisi gözüyle bakanlar hep babanın durumunu soruyorlar. Sorunlu mu, zor mu, keyifli mi falan diye. Oysa üretilen bir nesne değil, çocuk. Yani bugünü ve yarınıyla bir başka insan. Asıl onun durumu düşünülmeli. Yarınları hesaba katılarak.
Bilimsel araştırmalar ileri yaşlarda kusurlu sperm oranının yükseldiğini, bunun da özürlü bebek riskini artırdığını gösteriyor. Doğal dönemler ötesinde çocuk yapmak onun yaşam kalitesi üstüne kumar oynamak anlamında. Büyük sorumsuzluk.
"Öyleyse sen neden yaptın?" derseniz, mazeretim yok. Hızlı yaşantının hayhuyu içinde insan her zaman her şeyi derinlemesine düşünmüyor. Sonradan belli oluyor aklınıza estikçe attığınız koşu adımlarının sizi nerelere getirdiği.
Pişman olup olmadığımı sorarsanız, hiç değilim. Bütün çocuklarım bugün en büyük mutluluk kaynağım. Şansım varmış; sorumsuzca oynadığım kumarda ütülmedim.
Yine de ufak tefek sorunlar yaşanıyor tabii. Örneğin küçük oğlan en büyük oğlumun 25 yaşındaki kızının amcası. Kız kardeşi de halası. Dostsanız duruma komik, değilseniz garip diyorsunuz.
İkizleri bir yerlere götürdüğümde görenlerin "Allah bağışlasın, torunlar sizin mi?" gibi laflar ettikleri oluyor. Ya tasdik anlamında baş sallıyorum, ya da alaya vuruyorum "Hayır, torunumun çocukları" diye. O zaman ergen adaylarımın "Baba, yalan söylemeye utanmıyor musun?" eleştirisine hedef oluyorum.
Sonuç:
Gerçekten, nüfus yaşlanması iyi bir şey değildir. Yenilenme oranının altına düşmemeliyiz. Lütfen çoğalın.
Ama, zamanında.